odak20150528a
|
Çin, dışa açılma ve reform politikasını uygulamaya başlamasından, özellikle de Dünya Ticaret Örgütü'ne katılmasından sonra uluslararası rekabete kapsamlı şekilde katılarak dış ticaret alanında büyük başarılar elde etti.
Çin'in dış ticaret hacmi 1987 yılında 20 milyar 600 milyon ABD Doları iken, 2014 yılında 4 trilyon 300 milyar ABD Doları'nı buldu. Çin art arda iki yıldır dünyanın en büyük ticaret ülkesi oldu.
Ancak hem iç hem de dış koşullarda sürekli yaşanan değişimler neticesinde, Çin'in dış ticaretinin hacim olarak büyük olduğu, ancak yeterince güçlü olmadığı değerlendirmeleri sıkça dillendirilmeye başlandı.
Çin Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Zhi Luxun, dış ticaretin büyümesini destekleyen üç unsurda büyük değişiklikler meydana geldiğini dile getirdi.
Zhi, bu konuda şunları söyledi:
"Birinci unsur, talep. Dış talep, küresel finans krizinden önce hızla artıyorken, kriz sonrasında düşük bir hızla büyümeye başladı. İkinci unsur ise sanayi transferi. Eskiden uluslararası şirketlerce Çin'e sanayi transferi gerçekleştirilirken, şimdi bu sektörler yeniden gelişmiş ülkelere taşınmaya başlandı. Üçüncüsü ise eski rekabet avantajlarımız artık zayıfladı. Çevre ve kaynak konularındaki sıkıntılar artarken yeni rekabet gücü henüz oluşmadı."
"Çin'in emek gücü avantajı kayboluyor"
Çin'in dış ticaretinde ardı ardına üç yıldır öngörülen hedefe ulaşılamadı.
Çin Genel Gümrük İdaresi tarafından yayımlanan son bilgilere göre, yılın ilk dört ayında Çin'in dış ticaret hacmi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,3 oranında azalarak 7 trilyon 500 milyar yuanı buldu. Bu sayı, Çin dış ticaretinin durumunun iyileşmediğini ortaya koydu.
İhracata bağımlı işletmeler ise hâlâ birtakım zorluklar yaşıyor. Hangzhou'da faaliyet gösteren Powerkaite Beyaz Eşya Firması Satış Müdürü Ma Gaodong, Çin Uluslararası Radyosu muhabirine verdiği demeçte, Çin'in emek gücü alanında rakiplerine kıyasla sahip olduğu avantajların artık azaldığını kaydetti. Ma, bu konuda şunları söyledi:
"Örneğin, PVC ve bakır tel ürünlerinin imalatı ileri teknoloji gerektirmiyor. Bu ürünler, genel olarak Endonezya'da imal ediliyor. Endonezya menşeli mallar, ABD'ye sıfır gümrükle ihraç edilebiliyor. Çin menşeli malların ABD'ye ihracatında ise yüzde 2,7 oranında gümrük vergisi ödenmesi gerekiyor. Bunun dışında, Endonezyalı işçilerin aylık ücreti 50 ila 100 dolar. Ancak bir Çinli işçinin aylığı ise en az 500 ila 1000 dolar civarında. Bu nedenle, Çin'in emek gücü açısından avantajları azalıyor, hatta kayboluyor."
Bir Kuşak-Bir Yol, dış ticareti geliştirecek
Dış ticaretteki geleneksel avantajların yok olmasının yanı sıra, rekabet gücünü artıracak unsurların henüz olgunlaşmaması da bir sorun olarak görülüyor. Bu koşullar altında, Çin Devlet Konseyi, kısa süre önce dış ticarette rekabet gücünü artırabilecek yeni üstünlükler yaratılması amacıyla bir belge yayımladı.
Çin Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Zhi Luxun, belgede hem iç hem de dış piyasa düzenlerinin değiştirilmesine öncelik verildiğine işaret etti.
Zhi, mal, hizmet ve teknoloji ihracatı ile yabancı ülkelere yatırımların birlikte yapılması suretiyle teknoloji, kalite ve hizmetin önde tutulduğu rekabet gücünün oluşturulması gerektiğini dile getirdi.
Belgede, aynı zamanda dış ticaretin büyümesini hızlandırabilecek unsurların geliştirilmesi için "Bir Kuşak-Bir Yol" inşasının oynadığı role de değinildi.
Zhi, bu konudaki açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Çin'in ortaya koyduğu 'Bir Kuşak-Bir Yol' önerisi, İpek Yolu güzergâhındaki ülkelerde olumlu yankılar uyandırdı. Bu ülkelerden bazılarıyla Çin'in işbirliğindeki projelerde ilerlemeler kaydedildi. Elektrik, ulaşım ve otomotiv gibi sektörlerde faaliyet gösteren Çin firmalarını, İpek Yolu güzergâhındaki ülkelere giderek yatırım yapmaya teşvik ediyoruz. 'Kazan-kazandır' ilkesi temelindeki yatırımlarımızın bu ülkelere vergi ve istihdam gibi konularda kazanç getirmesini istiyoruz."