CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
Çinli aydının kendi ülkesini anlama çabası
  2015-10-10 15:02:43  cri

Yaşam öyküsü

Lin Yutang, 1895 yılında Fujian eyaletinde altı çocuklu Çinli Hıristiyan bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğar. Presbiteryen papaz olan babası, çocuklarının mutlaka İngilizce öğrenmelerini ve Batı tarzı eğitim almalarını istemiştir. Lin Yutang, Shanghai'da St. John's Üniversitesi'ne girer. Burada temel olarak lisan ve ilahiyat çalışır.

1916 yılında St. John's'dan mezun olur ve başkent Beijing'de Qinghua Kolejinde öğretmen olarak çalışmaya başlar. Tabii uzun yıllar imparatorluk başkenti olmuş Beijing kentini tarihi atmosferi onu derinden etkiler ve Lin Yutang kendi ülkesinin tarihine aslında ne kadar kayıtsız kaldığını fark eder, bundan utanır. Hıristiyanlıkla ilgili bazı efsane ve hikayeleri çok iyi bilmesine rağmen, Çin tarihinin efsanelerini duymamıştır bile.

Ancak belki de bu yetersizlik hissi, onun için itici bir motivasyon olur. Eksikliğini telafi etmek için kendi kültür ve tarihine yönelir.

Qinghua'da üç yıl çalıştıktan sonra ABD'ye gider, Harvard bilim ve sanat okuluna başlar. 1919 yılında evlenir, eşini de beraberinde Cambridge'a götürür.

1923'te Leipzig Üniversitesi'nde felsefe doktorası yapar, ardından Çin'e döner. Çin için tam bir kaos ve kargaşa yılları... Beida'da İngilizce profesörü olur. Bu dönemde bir grup akademisyen, aydın arkadaşıyla o dönemki yolsuzlukları, hükümetin yetersizliğini tenkit eden yazılar yazar. Dönemin savaş lordlarınca hedef gösterilir.

Baskıların ardından Beida'dan ayrılır, Xiamen Üniversitesi'nde Sanat ve Edebiyat bölümünde dekan. Yine politik nedenlerden dolayı ayrılır, Wuhan hükümetinde dış ilişkiler bakanlığında çalışır. 1927'de bu yönetim yıkılır.

Aynı yıl Shanghai kentine geçer. Üretken olduğu bir döneme girecektir. Dergiler çıkarıyor. Çeviriler yapıyor. Henrik Ibsen ve George Bernard Shaw çevirileri bu dönemden. The Good Earth adlı romanıyla Pulitzer ödülü alan Pearl Buck'le bu dönemde taşınır.

Bu programda konuşacağımız Ülkem ve Halkım adlı kitabı yazmak fikri ikili arasındaki bir sohbette ortaya çıkıyor. Lin Yutang şöyle diyor: "Çin hakkında neler hissettiğimi anlatacağım bir kitap yazmalıyım." Pearl Buck'ın cevabı: "Bunu yapacak yegane kişi sensin!" 1935'te bu metni yazıp bitirir. Metnin Batı'da çok büyük etkisi olur. New York Times şöyle yazar: "Bu kitap Batı dünyasında bir ateş topu gibi patladı!"

1936 yeniden ABD'ye döner. Aslında bir yıl kalmayı planlar ancak Japon işgali Çin'de yayılınca dönemez. 1938 yılında New York'ta Yaşamın Önemi adlı kitabı yayımlanır, o yıl ABD'de en çok satan kitap olur.

1940'ta Beijing'de Zaman adlı roman gelir. 1901'de Boxer ayaklanmasıyla başlayan roman, Japon işgaline direniş savaşına kadar uzanır. Time dergisi kitap için şu yorumu yapar: "Modern Çin'in arka planını anlatan roman."

1954'te Singapur'da Nanyang Üniversitesi. 1969'da Uluslararası PEN Kulübü'nün Çince Merkezi'nin başkanı. 1972'de yıllardır üzerinde çalıştığı sözlük biter. Çinli bir aydın tarafından derlenen ilk Çince-İngilizce sözlüktür. New York Times'a göre: Dünyanın en geniş dil toplulukları arasındaki iletişimde bir kilometre taşı!

1976 yılının 26 Mart günü Hong Kong'ta vefat eder. Cenazesi Taibei'deki evine götürülür.

Kitabın bölümleri

Kitap iki bölümden oluşuyor: Esaslar ve Yaşam.

Esaslar adlı ilk bölümde genel olarak Çin ulusu kavramı analiz ediliyor, geniş bir coğrafyada bölgesel ve kültürel farklara dikkat çekiliyor. Çin halkının tipik karakteristik özellikleri sıralanıyor. Yine esaslar bölümünde, Çin kafası diye çevirebileceğimiz bir alt bölüm var, burada Çinlinin nasıl düşündüğü, nasıl hayal kurduğu, neyi neden mantıklı veya mantıksız bulduğu üzerinde duruluyor. Çinlinin mantıktan çok, makul olana değer verdiği belirtiliyor.

Farklı inançların uyumu. Konfüçyüs, Budizm, Daoculuk. Farklar ve benzerlikler ortaya konuyor. Farklı inançların, tek bir hayat görünümü yaratması...

Konfüçyüs, insanın bir yurttaş olarak görev ve sorumluluklarını tayin ederken, Daoculuğun kurucusu Lao Zi, Çinlinin manevi dünyasına yön veriyor, ruhunu arındırıyor. Oysa insan ne tamamen bir inzivada yaşayabilir ne de şehir yaşamının mekanik temposuna ömür boyu tahammül edebilir. Burada bir denge var.

Lin Yutang, Konfüçyüsçülük ve Daoculuğu karşılaştırırken şunları söylüyor: Konfüçyüs düşüncesi Büyük Doğrulama. Dao Büyük Olumsuzlama. Konfüçyüs şehirde kalmayı seçerken, Lao Zi dağa davet eder. Dağa davet, isyan değil tabi, çekilme, feragat. Konfüçyüs bir şehir öğretisidir, Daoculuk ise kırsaldadır. Çünkü Lao Zi'ya göre uygarlık, insanlığın yozlaşmasının başlangıcı.

Konfüçyüs'te hayal gücüne ve fanteziye fazla yer yoktur. Bu dünyalı bir öğreti. Buna karşın, Lin'in ifadesiyle: Çin düşüncesinin romantik okulu olan Daoculuk gizemin ve tecessüsün çocuksu dünyasında durur.

Konfüçyüs yasaları altında bir yaşam dayanılmaz olabilirdi. Dao, işte bu sorumluluk ve itaatlerle örülü yaşamın rahatlatıcı yanı. Konfüçyüs insana/yurttaşa görev verir, bir şeyler yapmasını bekler, Daoculuk tam tersi, wu wei ilkesini benimser; insan çabasının beyhudeliğine inanır.

Budizm'in yeri

Budizm Çin'e dışarıdan geldi, Lin'e göre Çin'de tek ciddi yabancı etki!

Budizm Çinlinin günlük yaşamının parçası haline geldi. Dil, yemek, sanat, mimari her alanda etkisini görüyoruz. Çin kent ve kasabalarında yerleşimin merkezinde Budist tapınağı vardır, Konfüçyüs okulu değil.

Lin'e göre Budizm iki şekilde Çin'de yer edindi: Aydınlar için felsefe, sıradan insanlar için din işlevi gördü.

Yaşam

Kitabın ikinci bölümünün başlığı Yaşam. Bu bölümde Lin Yutang Çin halkının günlük yaşamını, sosyal ilişkileri, ülkedeki politik ve iktisadi düzeni, eğitimi, sanatı, şiiri inceliyor... Ve bu bölüm Çin Kadını adlı bir alt bölümle başlıyor.

Lin'e göre bir ulusta kadının mutluluğu, onun faydalandığı sosyal avantajlarla ilgili değildir, beraber yaşadığı erkeğin niteliğiyle ilgilidir. Kadın için, erkek zorbalığı, oy kullanma hakkından mahrum tutulmasından daha acı vericidir!

Han Hanedanı döneminde yazılan bir kitapta kadınlar için 3 itaat ve 4 erdemden söz edilir.

3 itaat: Babaya, eşine ve çocuklarına

Sosyal-politik yaşam ve aile kavramı

Çincede aile anlamındaki jia/家 karakterini, ülke anlamına gelen Guojia/国家kelimesinde de görürüz.

Konfüçyüs şöyle der: Ailede düzen varsa, ülkede huzur ve barış olur! Aileni düzene sok, ülkeni barışla yönet!

Aile, Çin toplumunda moral değerlerin de başlangıç noktası. Konfüçyüs'e göre ideal toplum, bekar tek bir erkek ve kadının kalmadığı toplumdur. Çünkü onun öngördüğü sosyal sistem ancak bu sayede işler.

Hukuk devleti vs Erdemli devlet

Lin Yutang'a göre, eski Çin'de politik yaşamın en dikkat çekici özelliği bir anayasaya sahip olunmaması. Çünkü Batılı anlamda anayasa şunu varsayar: Sizin yöneticileriniz dolandırıcı ve sahtekar olabilirler ve güçlerini kullanarak sizin haklarınızı gasp edebilirler! Bu durumda anayasa halkın kendini savunması için bir silahtır.

Bu konuda iki karşıt görüş:

Han Feizi ve Konfüçyüs.

Hukuk Devleti vs Erdemli devlet.

Hukuk sistemi vs kişisel yetenek ve ahlak.

Han Feizi: Yasacı okulu temsil ediyor ve şu söz onun düşüncesinin temeli: "İnsanların iyi olmalarını umamayız, ama onların kötü olmalarını imkansız hale getirebiliriz."

Dil ve edebiyat

Dil her toplumu anlamada temel araç. Ancak dünyanın tek kesintisiz medeniyeti olan Çin'de, bu sürekliliğin en temel taşıyıcısı dil. O nedenle burada lisan bilgisi, daha başka bir önemde. Sadece gramer değil, dilin arkasındaki kültür.

Çincenin mantığını anlamamış birinin, Çin şiirini, klasik resimleri, operayı hatta politikayı anlaması mümkün değil.

Lin Yutang'a göre Çin'de edebiyat demek şiir demektir. En yüksek edebi hüner olarak görülür. Çinli aydınların çoğu şairdir. Yazar, bu bölümde şiirin sosyal işlevlerine de dikkat çekiyor.

"Şiir olmasaydı Çin toplumu hayatta kalamazdı"

Kitaptan bir alıntı:

"Eğer din, insanın ruhunu temizleyen bir şeyse veya evrenin güzelliğini gördüren, sırrına erdiren bir hisse, bana göre şiir bu anlamda Çin'de dini bir işlev görmüştür. Din, bir esinlenmeden ve canlı bir duygudan başka bir şey olamaz ve olmamalı. Çinliler, yaşamın çirkin tarafını örten dekoratif yama ve süsler gibi duran dinlerinde bu esinlenmeyi bulamadılar, ama şiirde buldular. Şiir, Çinlilere hayata bakışı öğretti ve onlara merhamet duygusu aşıladı."

Şiir-resim ilişkisi üç temel alanda kendini gösteriyor: Perspektif, tema ve resmin adı. Resmin adı çoğu zaman bir şiir dizesi.

17. asır şairlerinden Li Liweng şöyle diyor:

"Biz önce resimdeki tepelere bakarız

Sonra tepelerdeki resme"

Sanatın ritmi: Shufa (Kaligrafi)

Çin sanatında Shu-hua 书画 kavramı vardır. Kaligrafi de resme dahildir.

Lin'e göre sanatın bütün problemleri bir şekilde ritim problemleri. Shufa, sanata ihtiyacı olan ritmi ve formu veriyor. Aynı şekilde ressamların çoğu hat sanatçısıdır. Resmin ritim ve kompozisyon ilkelerini hat veriyor.

Yaşama sanatı

Kitabın son bölümü Yaşama Sanatı. Lin, bir ulusu ve bir insanı tanımak için, onun yaşam zevklerine bakarız diyor. Boş vaktini nasıl değerlendiriyor?

Sosyal yaşam kişiyi değerlendirmek için adil değil, kişinin nasıl eğlendiği mühim, çünkü bu esnada insan karakterinin özü görülebiliyor.

Çin'de bütün sanatlar arasında bir anlaşma var, yaşama sanatı. Resim, kaligrafi, şiir, hepsinin izlerini günlük yaşamda görmek mümkün.

Büyük Çinli şairlerin yemek tarifleri vardır ve bu tarifler onların edebi eserlerinin parçasıdır. Tanpınar'ın kendi geliştirdiği bir yemek tarifi olduğunu varsayalım...

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China