Japonya'da Taro Aso dönemi

  2008 yılında Japonya yönetimi, Yasuo Fukuda döneminden Taro Aso dönemine geçti. Başbakanın sık sık değişmesi, artık Japonya yönetiminin özelliği haline geldi. Peki bu iki yönetimin özellikleri neler? Japonya nereye doğru gidiyor?

  "Vatandaşların yaşamı açısından baktığımızda, iktidarda boşluk olmaması ya da politikada hata yapılmaması gerekiyor. Politikaları hayata geçirmek için de dengeli bir ekip gerekiyor. Bugün istifa etmeye karar verdim."

  Başbakanlık görevinde bir yıldan az kalan Yasuo Fukuda, istifasını 1 Eylül'de bu sözlerle ilan etti. Shinzo Abe'nin aniden istifasını açıklamasından kısa süre sonra göreve başlayan Yasuo Fukuda, eski başbakanlardan devraldığı "olumsuz miraslar"ı göğüslemenin yanı sıra sürekli artan yeni sorunlarla da başa çıkmak zorunda kaldı; ayrıca muhalefetin Senato'da çoğunluğa sahip olmasından dolayı çalışmalarında birçok engelle karşılaştı. Çin-Japonya ilişkileri uzmanı Kazuteru Saionji, Liberal Demokrat Parti'nin Senato'yu kontrol altına alamadığını ve Yasuo Fukuda yönetiminin de parlamentonun baskısı altında iktidardan çekilmek zorunda kaldığını savunarak şöyle konuştu:

  "Daha önce Temsilciler Meclisi'nde onaylanan önergeler, Senato tarafından hep veto ediliyordu. Temsilciler Meclisi'ne geri dönen önergeler de hiçbir zaman kabul edilmedi. O dönemde Temsilciler Meclisi ve Senato, Liberal Demokrat Parti'nin kontrolündeydi. Ancak daha sonra da önergeler Senato'da yine veto edilmeye devam etti. Dolayısıyla Liberal Demokrat Parti'nin Temsilciler Meclisi ve Senato'yu kontrol altına alamamasının, Yasuo Fukuda'nın istifasının en büyük nedeni olduğu söylenebilir."

  Kazuteru Saionji, Yasuo Fukuda yönetimi hakkında şu değerlendirmede bulundu:

"Dengeye çok önem veren Yasuo Fukuda yönetiminin iki özelliği vardı. İlk olarak, Koizumi iktidarının izlediği politikalarda değişiklikler yaptı ve bu alanda belli olumlu sonuçlar elde edildi. Ancak nihai sonuçlara varmadan önce istifa etti. İkinci olarak da, ne Koizumi ne de Abe, Liberal Demokrat Parti içindeki dayanışmaya önem verdi. Fukuda ise bu durumu değiştirmek istedi, ancak tamamen değiştirmedi."

Fukuda'nın istifasıyla, Liberal Demokrat Parti Başkanı olmak için dört defa aday olan Taro Aso'nun arzusu gerçekleşti. Taro Aso sonunda Japonya Başbakanı oldu. ciddiyetini koruyan finans krizine karşı Taro Aso, başbakanlığa seçildikten sonra şöyle konuştu:

"ABD ekonomisi kötüleşmeye devam ediyor. İktidarımızın en önemli görevi, Japonya ekonomisinin gerilemesini önlemek üzere politika saptamaktır."

İktidara gelmesinden bu yana geçen dört ayda Taro Aso yönetimi iç ve dış politikada ne gibi özellikler gösterdi? Tsinghua Üniversitesi'ne bağlı Uluslararası Sorunlar Araştırma Enstitüsü'nden Japonya uzmanı Profesör Liu Jiangyong, iç meseleler karşısında Aso'nun başlıca hedefinin, önümüzdeki günlerde yapılacak Temsilciler Meclisi seçimlerinde zafer kazanarak Liberal Demokrat Parti'nin varlığını korumanın yanı sıra, kendi konumunu da sağlamlaştırmak olduğuna işaret ederek görüşlerini şöyle ifade etti:

"Japonya, siyasi açıdan çalkantılı bir dönemden geçiyor. Ekonomisi de yavaşlamaya başladı. Muhalefet, iktidar partisine karşı saldırgan bir tavır sergiliyor. Bu açıdan Aso'nun en önemli hedefi, Temsilciler Meclisi seçimlerinde zafer kazanmak. Böylece kendi iktidarını da sağlamlaştıracak."

Dış politika üzerinde de duran Profesör Liu, Aso yönetiminin istikrara önem verdiğini, çünkü gücünü genel seçimleri kazanmaya odakladığını, dolayısıyla diplomatik alanda çelişki ve sürtüşmeleri önlemeye çalıştığını belirterek şunları söyledi:

"Aso, ABD'yle ilişkilerin, Japon diplomasisinin temeli olduğunu vurguladı. Asya politikası açısından Aso da, Abe ve Fukuda iktidarlarının Çin'le stratejik ve karşılıklı yarara dayalı ilişkileri geliştirme politikasını sürdürüyor."

Profesör Liu, Japonya'da iktidarın geleceği üzerine ise şunları söyledi:

"Japonya şimdi siyasi alanda çalkantıların yaşandığı ve güçlerin yeniden şekillendiği bir süreçten geçiyor. Hem Demokrat Parti hem de Liberal Demokrat Parti iktidarında, Japonya'da yine çoğunluğunu muhafazakârların oluşturduğu bir hükümet olacak. Diplomatik alanda bence Japonya'da politikalar devamlılık arz edecek. Çin'e yönelik politikada da temel bir değişiklik olmayacak. Japonya, Çin'e giderek daha fazla önem veriyor."