BM iklim değişikliği toplantısı

    BM İklim Değişikliği Konferansı Üst Düzey Toplantısı dün (11 Aralık) Polonya'nın Poznan kentinde başladı. İki gün sürecek toplantıda taraflar, önümüzdeki yılın sonunda Danimarka'nın Kopenhag kentinde yapılacak konferansta belirlenerek 2012 yılından sonra iklim değişikliğiyle mücadelede uygulanacak yeni anlaşma için hazırlık yapıyor. Gözlemciler ise, Poznan toplantısında büyük bir atılım kaydedilmesinin pek mümkün olmadığını, çünkü birçok sorun üzerindeki görüşmelerde sonuç alınamadığını savunuyor.

    BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, açılışta yaptığı konuşmada, uluslararası toplumun iklim değişikliğini göğüsleyecek "yeni bir yeşil anlaşma"ya ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Ban Ki-moon, bunun için Poznan toplantısında, önümüzdeki yıl yapılacak iklim değişikliği görüşmelerine ilişkin bir çalışma planının onaylanması; iklim değişikliğiyle mücadelede uzun vadeli ortak hareket iradesi oluşturulması; bazı sanayileşmiş ülkelerde sera gazları boşaltımının azaltılmasına ilişkin orta ve uzun vadeli hedefler belirlenmesi olmak üzere üç büyük sorunun çözülmesi gerektiğini söyledi. Ban Ki-moon ayrıca, gelişmekte olan ülkelerde sera gazları boşaltımındaki artışın önüne geçilmesi gerektiğini, bunun için de sanayileşmiş ülkelerin maddi ve teknolojik desteğine ihtiyaç olduğunu kaydetti.

    BM İklim Değişikliği Çerçeve Antlaşması Sekreteryası Yürütme Sekreteri Yvo de Boer, yaptığı konuşmada, bu toplantının önümüzdeki yıl düzenlenecek Kopenhag İklim Değişikliği Konferansı'ndaki görüşmelere olumlu bir başlangıç oluşturması ve görüşme sürecine siyasi açıdan rehberlik etmesi gerektiğini söyledi. Boer, finans krizi içinde bulunduğumuzu, bazı bölgelerdeki ekonomilerin yavaşlamaya başladığını, ancak bunun iklim değişikliğinin adımlarını yavaşlatacağı anlamına gelmediğini ifade etti. Boer, Poznan'da tüm dünyaya, iklim değişikliğini elbirliğiyle göğüslemek üzere sermaye altyapısının oluşturulmasına başlandığı ve küresel ekonominin az miktarda sera gazları boşaltan bir yola doğru yönlendirileceği sinyali verilmesi gerektiğini söyledi.

    Dün öğleden sonra 150'yi aşkın ülkenin bakanları arasında gayri resmi yuvarlak masa toplantısı düzenlenerek, iklim değişikliğini göğüsleyecek uzun vadeli işbirliğinde "ortak irade" ortaya konması amacıyla görüşmeler yapıldı. Sera gazları boşaltımının ne kadar azaltılacağı, teknoloji transferi ve para desteği gibi sorunlarda yaşanan anlaşmazlıklar ve fikir ayrılıkları görüşme sürecine damgasını vurdu. Sera gazları boşaltımının azaltılmasına ilişkin ayrıntılı kıstaslar belirlenmesinde ısrar eden AB, gelişmiş ülkelere yönelik bağlayıcı hedefin 2020 yılına kadar 1990 yılına göre en az yüzde 25-40 olması gerektiğini savundu. Ancak ABD buna karşı çıkarak herhangi bir uzun vadeli hedefin bağlayıcı nitelikte olmaması talebinde bulundu.

    Hatırlanacağı gibi, AB liderlerince geçen yılın Mart ayında onaylanan enerji stratejisinin hayata geçirilmesi için, AB Komisyonu tarafından bu yılın Ocak ayında, enerji ve iklim değişikliğine ilişkin bir önlem paketi açıklandı. Enerji stratejisinde AB 2020 yılına kadar sera gazlarının boşaltımının 1990 yılına göre en az yüzde 20 azaltılması; yenilenebilir temiz enerjinin toplam enerji tüketimindeki oranının yüzde 20 artırılması; kömür, petrol ve doğal gaz gibi enerjilerin tüketiminin yüzde 20 azaltılması taahhüdünde bulundu.

    Almanya, İtalya, İngiltere ve Polonya gibi ülkeler bu plana ilişkin görüşlerini saklı tuttu.

    Ancak toplantıya başkanlık eden Polonya Çevre Bakanı Maciej Nowicki, Poznan toplantısında karbondioksit boşaltımına ilişkin bir miktar belirlenemeyeceği gibi, temiz enerji teknolojisi elde etme konusunda anlaşmaya varılmasının da zor olacağını itiraf etti. Nowicki, Poznan toplantısında ulaşılabilecek tek sonucun, İsveç tarafından yoksul ülkelere yardım amaçlı oluşturulan 30 milyon avroluk fonun kullanıma sokulması olacağını kaydetti.

    Şu anda Poznan'da çeşitli ülkelerin temsilcileri, iklim değişikliğini göğüslemeyi amaçlayan uzun vadeli "ortak irade" oluşturulması için son görüşmeleri yapıyor. AB'nin enerji ve iklim konusunda ileri sürdüğü önlem paketinin kaderi de kısa bir süre içinde belli olacak.