Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

İran'ın nükleer politikası

(GMT+08:00) 2008-08-08 11:07:24 cri

    İran nükleer sorunuyla ilgili görüşmelerin yeniden başlatılması konusunda ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya'dan oluşan 6 ülkenin hazırladığı taslağa, İran 5 Ağustos günü cevap verdi. Cevap mektubunda 6 ülkenin taslaktaki bazı konular üzerinde açıklama yapması talebinde bulunuldu ve İran'ın en kısa sürede "açık cevap" vereceği bildirildi. Buna karşı, ABD'nin Birleşmiş Milletler'deki Daimi Temsilci Yardımcısı Alejandro Wolff, 6 Ağustos günü yaptığı açaklamada, İran'ın cevabının "kabul edilmez olduğunu" ve "zaman kazanmayı" amaçladığını belirtti. ABD ve Almanya tarfından aynı gün yapılan açıklamalarda, Güvenlik Konseyi'nin İran'a yeni yaptırımlar koymasının sağlanacağı açıklandı. Gözlemciler, yeni yaptırımlarla karşı karşıya kalma baskısı altında olmasına rağmen İran'ın Avrupa ve ABD ile Taiji Boksu oynayıp cevap vermekten kaçınması veya net açıklama yapmamasının birçok nedenden kaynaklandığını belirttiler.

    İlk olarak, İran kendine yararlı kuralların bulunduğu görüşünde. Nükleer planını geliştirme, İran'ın temel politikalarından biri haline geldi. İran bu planı geliştirme adımlarını tek taraflı olarak durdurmaz. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na taraf ülkelerden biri olarak İran, anlaşmada yer alan "Bütün taraf ülkelerin nükleer enerjiden yararlanmasına" ilişkin maddenin İran'a "kutsal ve vazgeçilmez bir hak" verdiğini savunuyor. İran liderleri de bu ve benzeri maddelerin İran'ın yurt içinde ve uluslararası toplumda destek bulmasını sağlayacağı görüşünde.

    İkinci olarak, İran ABD Başkanı George W. Bush'un görev süresinin bitimine az bir zaman kala savaş açılmasının mümkün olmadığı kanaatini taşıyor. Bundan önce bazı basın kuruluşları, Bush'un görev süresi dolmadan önce İran'a askeri müdahalede bulunabileceğini belirtmişti. Ancak İran liderleri, Bush'un kendi vatandaşlarını Afganistan ve Irak savaşlarından sonra İran'a da bir savaş açmaya ikna etme gücü kalmadığına inanıyor. Bunun dışında İsrail'in sürekli seslendirdiği savaş tehdidine karşı, İran liderleri, ABD'nin izni olmadan İsrail'in "canının istediği gibi hareket edemeyeceği" ve genel seçimin yaklaşmasıyla İsrail'in de İran'a savaş açmayacağını savunuyor.

    ABD'de Kasım ayında Başkanlık seçimi yapılacak. İran liderleri, bu seçimin ABD'nin İran politikasında bir ayrım çizgisi olacağı görüşünü savunuyor. Cumhuriyetçi Parti'nin Başkan adayı John McCain ve Demokrat Parti'nin Başkan adayı Barack Obama, yaptıkları konuşmalarda, Başkanlığa seçilmeleri halinde, İran nükleer sorunu üzerine hem diplomatik görüşmeler yapma, hem de ekonomik yaptırımlar uygulama şeklinde politika izlemeye devam edeceklerini ifade etttiler. Ancak Obama'nın açıklaması, İran'ı daha rahatlattı. Obama, Başkan olursa, İran'la diyalogu genişleteceğini ve gerekirse İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad'la yüzyüze görüşebileceğini söyledi. Bu nedenle İran liderleri, nükleer sorunu yeni ABD başkanının göreve başladığı döneme kadar ertelemeye çalışıyor ve böylece İran'a zaman kazandırmayı, hatta ABD'den "daha iyi koşullar" elde etmeyi amaçlıyor.

    Üçüncü olarak, İran, dev ülkeler arasındaki çatlaktan yararlanmak istiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 6 Ağustos günü yapılan açıklamada, 6 ülkenin İran'a yeni yaptırımlar konması için Güvenlik Konseyi'nden yeni bir karar taslağı çıkarmayı kabul ettikleri duyuruldu, ancak Rusya bunu yalanladı. Rusya aynı gün yaptığı açıklamada, İran'ın 6 ülke tarafından hazırlanan taslağa cevap vermesi için ültimatom vermediğini ve İran'la arasındaki diyalogun devam etmesini istediğini dile getirdi. Rusya, tarafların ekonomik yaptırımlar için değil, görüşmelere devam etmek için çaba harcamasını özellikle istedi. Rusya ayrıca, 6 ülkenin Eylül ayında bakanlar düzeyinde toplantı yapıp İran nükleer sorununu ele alacağını da ilan etti. Dev ülkeler arasında çatlaklar olduğunu iyice bilen İran, bundan yararlanarak tehlikelerden kaçınmaya çalışıyor. İran bir yandan 6 ülkenin taleplerini reddetmeyerek, kendini destekleyen dev ülkenin çalışma yapmasına olanak sağlıyor, diğer yandan uranyum zenginleştirme konusunda hiç taviz vermeyerek çözümsüzlüğe çare bulma işini 6 ülkeye bırakıyor.

    Son olarak İran, olası yaptırımlara karşı psikolojik ön hazırlığını çoktan yapmış durumda. Yaptırımlar İran için yeni bir şey değil. ABD, İran'a 20 yıldan fazla süredir yaptırım uyguluyor. BM Güvenlik Konseyi Aralık 2006'dan beri İran'a 3 tur yaptırım uyguladı, ancak bu İran'ın nükleer sorundaki tutumunu değiştirmesine neden olmadı. Ayrıca İran, kendi elindeki petrolün ulusal ekonomiyi desteklemenin yanı sıra, "yaptırımlara karşı önlem etkeni" olabileceğini de savunuyor. Bu nedenle Avrupa ülkelerinin ve ABD'nin yaptırım tehdidi, katı tutum sergileyen İran hükümetini fazla etkilemeyecek.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040