Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Melda Ayça Korkmaz: "Buradakiler, her şeyi daha doğal, daha olumlu karşılıyorlar. Her şeyi tatlı yerinden yakalayabiliyorlar."

(GMT+08:00) 2008-03-03 16:54:58 cri

Merhaba sevgili dinleyiciler. Bu sefer programımızla size, Shanghai'dan ulaşmanın mutluluğuyla merhaba diyorum.

Konuğum, Sayın Melda Ayça Korkmaz'la Çin'i, konuşmak için birlikteyiz.

CRI- Melda Hanım programımıza hoş geldiniz. Bize kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum.

Melda Korkmaz- 1972 İstanbul doğumluyum. Bütün eğitimim İstanbul'da geçti. Liseyi otelcilik olarak bitirdim. Üniversiteyi yine otelcilikte okudum. Otel işletmeciliği. Bu sektörde on altı yaşımda çalışmaya başladım stajyer olarak. 1996 senesine kadar aynı sektörde devam ettim. 96 senesinde kargoya geçtim. Kargoda yaklaşık on senelik deneyimim var. 2004 yılı, Kasım ayında da Shanghai'ya görevli olarak tayinim çıktı.

CRI- 2004 yılından beri de Shanghai'dasınız. Peki bu geçen sürede size ilginç gelen neler oldu?

M.K.- İlk baştan başlamam gerekirse, baya zorlandım. İlk altı ayım çok zor geçti. Ama, bu hem buradaki kültüre alışma süreci, hem işimin verdiği değişiklik nedeniyle. Eğer Shanghai'dan söz etmek gerekirse, ilk başta biraz olumsuzluklar yaşadık tabii. Fakat altı ay sonra zaten yavaş, yavaş alışmaya başlıyorsunuz bir takım şeylere. Bir de şehir burada, kendini çok yenileyen bir şehir. Neredeyse her ay, daha iyiye, daha güzele gidiyor. Öyle ki, belki kitaplarda okunabilir. Ki ben buraya gelmeden önce, bir takım kitaplar okuyarak gelmiştim. Hani şehir hakkında bilgi edinmek açısından. Bir dükkandan bir ay önce alışveriş ediyorsanız, aynı şeyi almak istediğinizde, diyelim ki onlardan çok memnun kaldınız, tekrar aynı yere gittiğinizde, o dükkanı orada bulmayabiliyorsunuz. Bu bakımdan çok değişik bir şehir. Türkiye'de, biraz daha az yaşadığınız bir şey bu. Çok şaşırmıştım açıkçası,bana ilk değişik gelen oydu.

CRI- İlk altı ayda çok büyük zorluklar yaşadım dediniz. En büyük zorluk neydi?

M.K.- En büyük sorun, dil sorunu maalesef. Aslında buraya gelirken biraz bizlerinde bir şeyler öğrenip gelmesi gerekir. Ama şehir hayatı kendi içinde maalesef İngilizce konuşamıyor Çinliler, konuşsa bile, hani bu konuda istekleri var, ama anlaşmak biraz zor oluyor.

CRI- Çin'e gelmeden önce, Çin hakkında ne kadar bilgiye sahiptiniz?

M.K.- Çok fazla bir bilgiye sahip değildim. Şahsen çok ilgi duyduğum bir ülke değildi. Ama, annem çok sever burayı. Televizyondan gördüğü kadar, filmlerden gördüğü kadar, işte şeyi hayal eder, işte eski Çin evleri, Çin usulü malum, porselenleri v.s. Öyle bir tutkusu vardı. Ama, Shanghai'ya geldiğinizde bunun çok dışında görüntü oluyor. Ben de küçüklüğümden beri öyle büyüdüğümüz için, onları anlatırdı annem. Hatta Türkiye'de bir- iki mağazaya bile gitmiştik bu Çin mobilyaları satan. Buraya geldiğimde de öyle bir şeyler göreceğim diye düşünüyordum açıkçası. Shanghai çok bunun dışında bir şehir. Hatta benim küçük bir şakam vardır bu konuda. İlk geldiğim servisle şehir içine dönerken dedim ki, " acaba uçak, yanlış yere mi indi? Çin'de miyim gerçekten? Bir kontrol edeyim." Ona gülmüşlerdi. Çok şaşırtıcı, gece muhteşem bir şehir. Işıklandırma harika. Bu konuda bence çok iyiler. Zaten, inşaat sektöründe de son derece başarılar bence.

CRI- Ama, bizim önceden hayal ettiğimiz Çin evleri, Çin tarzı yaşam,özellikle Shanghai'da ve Beijing'de yok.

M.K.- Kesinlikle yok. Maalesef onu göremedim. Maalesef diyorum çünkü, bizim bildiğimiz Çin, çok naif, daha böyle tradisyonel. Dolayısıyla, onu görmekte istiyorsunuz, o havayı yaşamak istiyorsunuz. Fakat, Shanghai'da böyle bir şey mümkün değil.

CRI- Çok haklısınız. Peki, sizce Çin, Türkiye'de yeterince tanınıyor mu?

M.K.- Çin, bence tanınıyor ama, yanlış tanınıyor. Son derece, negatif görüşler var. En son gittiğim zamanlarda bile, maalesef bir takım cümleler fiks olmuş. Buna üzülüyorum çünkü, ilk başta ben gelirken hiç bir şey bilmeyerek geldim ki, bu benim yanlışım. Aslında bir yere giderken, araştırma yapmamız lazım diye düşünüyorum. Çünkü, bunu biz Türkiye olarak da yaşıyoruz. Hak veriyorum, ekonomik açıdan, ticari açıdan biraz zorluklar yaşıyoruz bu ülke tarafından. Ama, bunun için Çin'i, suçlayamayız. O zaman kendi kendimize bir çözüm bulmamız lazım. Kendimizi geliştirmemiz lazım. Çin'i üretiyor diye, Çin'i satıyor diye, iyi hizmet veriyor diye, kabahatli kılamayız yani, bu bir günah keçisi bulup, kendi hatanızı, sürekli onu suçlayarak, örtbas etmek gibi bir durum oluyor.

CRI- Katılıyorum, bu anlamda da çok iyi tanınmadığına inanıyorsunuz Türkiye'de.

M.K.- Öyle düşünüyorum. Bence çok iyi tanımıyoruz.

CRI- Ülkenizden bu kadar uzakta görev yapmanın zorlukları ya da kolaylıkları nelerdir?

M.K.- Her şeyden önce, ben aileme çok düşkün biriyim. Çekirdek bir aileyiz, işte anne, baba ve kardeş. Benim için çok kıymetliler. Ben de onlar için kıymetliyim. Bu bakımdan tabii ki zorluk yaşıyoruz özlem açısından. Tabii Türkiye'nin, coğrafi güzellikleri var. İstanbul'da ben, deniz görmeye alıştım. Küçüklüğümden beri denizi çok severim zaten. Bir boğazımız var, manzaramız var. Biraz sıkıldığınız zaman, işten koptuğunuz zaman rahatladığım benim, tek yer deniz kenarıdır. Burada onu biraz "Bund Area" dediğimiz burada nehir kenarında yerler var ama, o hissiyatı alamıyorsunuz. O temiz hava, deniz havası maalesef olmuyor. Tabii bu açıdan, psikolojik olarak rahatlamayı yaşayamıyorum burada.

CRI- Peki, görev alanı olarak zorluklar var mı?

M.K.- Görev alanı olarak, tam tersi, daha rahat açıkçası. Burada biraz daha inisiyatif kullanabiliyorum. Her şeyden önce, kendimi geliştirdim. Kendimi anladım diyebilirim. Olayın içindeyken, bazen hani, ben her şeyi biliyorum, ben işte şöyleyim, şu kadar deneyimim var, neden ben bu pozisyonda değilim gibi sorular oluşuyor siz de. Yurt dışına geldiğinizde ki bu benim ilk yurtdışım. Bence, burası harika bir eğitim oldu benim için. Hem, şahsım adına, kişisel eğitim. Hem de iş için, çok değişik konularda eksiklerimi fark ettim. Çünkü, Türkiye'de size maalesef bir sorumluluk veriliyor, siz kendinizi o konuda en iyi olarak geliştiriyorsunuz ama, diğer yönden başka konularda eksik kalıyorsunuz. Ama, yurtdışına geldiğinizde, bütün bir paket olarak idare etmeniz gerektiği için, kendi kendinize öğrenmeye başlıyorsunuz ki, bu konuda ben baya zorlandım. Çünkü, eğitimlerimiz bu konuda biraz eskiydi.

Sevgili dinleyiciler, Melda Hanım'la sohbetimizin ikinci bölümünü, haftaya aynı gün dinleyebilirsiniz.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040