Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Filiz Sakarya röportajı (2. Bölüm)

(GMT+08:00) 2007-12-24 11:19:12 cri

     Sevgili dinleyiciler, Filiz Hanım'la sohbetimize, kaldığımız yerden devam ediyoruz.

    CRI- Türkiye'den giden Çinli turist sayısının artırılması için, mevcut olanaklara ek olarak, neler yapılması gerekir?

    F.S.- Çinli turist sayısının artırılması için, uçak olmalı. Şimdi çok yakın değiliz biliyorsunuz. Hani, Türkiye'den, Yunanistan'a ya da Türkiye'den, Almanya'ya ya da Almanya'dan turist getirmekten bahsetmiyoruz. Bir çok carter seferleri olabilir. Değişik hava yolları olabilir, Yunanistan'dan otobüsle bile getirilebilir. Çin uzak bir yer. Turizmden bahsediyorsak, turist götürmekden bahsediyorsak, en önemli olay tabii ki, taşıma. Taşıma olduğu zaman, biz Türkiye turlarından bahsettiğimiz zaman Çin pazarında, fiyat sensitif bir durum. O ülkenin hava yolları en kolay yol oluyor. Türk Hava Yolları'yla çalışarak, daha rahat bir haftalık, on günlük, Türkiye turları yapabiliyorum. Ama, bunu bir Lufthansa'yla yapmak hem doğru olmaz, hem daha yüksek fiyatlı olur. Dolayısıyla, Türk Hava Yolları'nı seçmek zorundayım. Burada uçuşlar yetersiz geliyor tabii. Şu an Beijing, Shanghai'dan haftanın her günü, uçuşlarımız var. Turist sayısının artırılması için, bu seferlerin mutlaka ama mutlaka arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Artarsa, zaten turist sayısı otomatik olarak artacaktır, çünkü pazarda gerçekten talep var.

    CRI- İşiniz gereği Çinli turiste seyahatleri sırasında en yakın konumdasınız. Seyahatleri sırasında ve sonrasında, Türkiye hakkında neleri dile getiriyorlar?

    F.S.- Döndükten sonra kesinlikle çok memnun kalıyorlar. Şikayet eden gerçekten görmedim. Ukalalık etmeyeyim ama, binlerce, onbinlerce insanı gönderdik Türkiye'ye, daha da fazla hatta. Çin pazarında ilk başladığımız zaman moda olan, iki ya da üç ülkeyi kombine ederek bir tur çıkartıyorduk. Mesela, Türkiye ve Mısır aynı zamanda destinasyon ülkesi oldu. Çok fazla Türkiye, Mısır turları çıkarttık. Üç gün Türkiye'de, üç gün Mısır'da gibi. Döndükten sonra, hep karşılaştırma yaptılar. " Bizi niye Mısır'a yolladın. Keşke, Türkiye'de kalsaydık diye. Nitekim de onların talepleriyle bu Türkiye turları bir haftalık, sekiz günlük,on günlük turlara talep artmaya başladı. Döndükten sonra, Türkiye'nin güzelliği,doğası, tarihi eserleri, yeşilliği konusunda kesinlikle bir sıkıntı yok. Herkes çok çok memnun. Düşündüklerinden çok daha güzel gördüklerini söylüyorlar. Bir defa, Türkiye'nin bu kadar mavi ve yeşil olabileceğini kimse düşünmüyor. Herkes giderken kafasında bir Orta Doğu, bir çöl, kurak bir yer düşünüyorlar. Ama, gittikleri zaman, İstanbul,Ege kıyılarını, Akdeniz kıyılarını, Kapadokya'yı gördüklerinde, gerçekten her yerde farklı birşey görüleceğini, denizin masmavi, dağların yeşil, yeşille mavinin içiçe olduğunu söylüyorlar. Dolayısıyla Türkiye'den genel konuda bir şikayet yok. Gelen şikayetler genel de servis şikayetleri. Biraz evvel söylediğim gibi, otel şikayetleri var. Niye sıcak su yoktur, rehber şikayetleri. Biliyorsunuz, burada çok önemli. Sonuçta Çinliler, kendi dillerinde rehber istiyorlar ve Türkiye'de bu sıkıntımız hala mevcut. Bakanlık her ne kadar son dönemlerde çok yardımcı olsada, Türkiye'de Çince konuşabilen lisanlı rehber sayımız çok az ve artı tabii bunların Çince konuşabilmesi başka özellik. Bir de Çin'i tanıyıp, Çinlilere, Çin tarzına göre hizmet verebilmesi ayrı bir problem tabii. Belki kültür farkı, belki düşüne farkından büyük sorunlar çıkabiliyor. Genelde geldikleri zaman ki şikayetler, yemek sorunu olabiliyor. Çok fazla Türk yemeği yemiştir ve sıkılmıştır. Çin yemeğini yediği zaman, burayala karşılaştırıyor ve tabii aynı lezzeti bulamıyor. Genelde seyahat sonrası gelen sıkıntılar bu tip. Aslında çözülebilecek sıkıntılar. Gerçekten gezgin profili değiştiği zaman, zaten bu sıkıntılar da değişiyor. Gidenler orta yaş ve iş gezisinin arkasına ekliyordu, bunların beklentileri yüksek oluyor. Şimdi çıkan daha turistler. Gittiği zaman nerede kalmış, ne yemiş, nasıl gezmiş aslında onun için çok da farketmiyor. Etrafı gördüğü önemli. Dolayısıyla onlar geldiği zaman da çok şikayet etmiyor. Peyniri yiyip, çok mutlu olup,benden peynir isteyen adam var. Bir de gelip, bu peyniri nasıl yiyorsunuz diyen var.

    CRI- Tercihler çok farklı. Filiz Hanım, Beijing'de yaşıyorsunuz. Küçük ve dünya şekeri bir oğlunuz var. Çin desem, çocuk desem, yaşamak desem bana neler anlatırsınız?

    F.S.- Çin deseniz, söylediğim gibi çok uzun zamandır Çin'de yaşıyorum. Çin, gerçekten benim için çok büyük şeyler ifade ediyor. Burada yaşamanın, özellikle çocukla yaşamanın, çok güzel ve çok kolay olduğuna inanıyorum. Çinliler gerçekten çok tatlı insanlar. Küçük çocuk konusunda, dünyanın en rahat ülkelerinden teki desem, belki yanlış söylemiş olacağım, dünyanın bütün ülkelerini görmediğim için. Ama, gördüklerimin içinde, Türkiye dahil, kendi memleketim, çocukla birlikte olunabilecek, çocuk yetiştirebilecek, çok rahat bir ülke olduğunu düşünüyorum. Çinliler bu konuda çok saygılı ve çok sevgililer. Zaten öyle olduğunu düşündüğüm için, çocuğumu burada yetiştiriyorum. Bu çok enteresan bir dil. Ben bu dili konuşmaktan çok keyif alıyorum. Çok zevk veriyor bu dili öğrenmek ve üniversite zamanlarımda başladım ben ama, çocuğumun bu dili öğrenmesini istediğim için açıkcası burada tutuyorum. Burada yaşamak keyifli. Her yerin sıkıntıları var. Türkiye'ye gittiğim zaman, Türkiye'de çalışan yabancı arkadaşlarımdan, Türk sıkıntıları dinliyorum. Burada doğal olarak çok farklı bir memleket olduğu için, arada sırada Çin'den ve Çinlilerden sıkıntılarımızı dile getirsekte, Çin'i olduğu gibi kabul etmek lazım. İlk Çin'e geldiğimde, Çinli arkadaşım bana çok yardımcı oldu. Kendisi şu an Ankara Çin Büyükelçiliği'nde, Kültür Ateşesi'dir. Okul arkadaşım, sınıf arkadaşım. Türkçe ismi, Kutlu. Çok şikayet ettim ona ilk geldiğim zaman. Çin niye böyle, niye böyle yapıyorlar, işte yemekler kötü gibi. Bana dedi ki, " niye duruyorsun ki burada. Git o zaman. Hiç kimse seni bağlamıyor. Çinliler senin ayaklarına yatıp, Filiz lütfen bizim ülkemizde kal, bizimle birlikte yaşa demiyorlar. Ya buradasın, burayı olduğu gibi kabul edeceksin. Burayı benimseyeceksin. O zaman şikayetlerini bitireceksin," dedi. Gerçekten çok haklı çıktı. Ona çok teşekkür ediyorum. Ondan sonra, Çinliyi, hayatı, insanları, çevremi, burasını olduğu gibi kabul ederek yaşadım. Artık şikayetim yok, çok mutluyum.

    Filiz Hanım çok teşekkür ediyorum. Sevgili dinleyiciler, programımızın sonunda, yüreğinizi ısıtan her dost için, yaşamdan zevk almak ve dolu dizgin yaşamak için, önce siz adım atın diyorum. Bir insanı, bir yaşamı, bir ülkeyi tanımakla başlayın ilk adımlarınıza.Sevgi yol göstericiniz olsun her adımınızda...

    Dostlukla kalın.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040