Tek bir görevleri var: Sınırı korumak

  2020-09-14 16:56:35  cri
Çin'in kuzeybatısında bulunan Xinjiang Üretim ve Yapılandırma Birliği, hem sınır güvenliği ve istikrarını koruyor hem de bölgenin toplumsal ve ekonomik çalışmalarına katılıyor.

Birlikte çalışanlar kendi gençliğini bölgenin gelişmesine adamış ve bazıları bu çetin görevi çocuklarına hatta torunlarına devretmiştir. Geçen 50 yılda nesilden nesile sayısız Birlik çalışanları bu toprağın gelişmesi için ailece yerleşip elinden geleni yaptı.

79 yaşındaki Wei Deyou, Xinjiang Üretim ve Yapılanma Birliği'nde bir sınır koruma görevlisi olarak 60 yıl çalıştı. Wei Deyou, eşiyle birlikte kaç kez yabani hayvan saldırısıyla karşılaştıklarını hatırlamıyor. Çetin doğa şartlarına rağmen Wei ve eşiyle birlikte görevini başarıyla yerine getirerek sınırı aşan binden fazla yasa dışı girişimi önledi. Wei'nin görev sürecinde yürüdüğü toplam mesafe 200 bin kilometreye ulaşır ve bu rakam dünya ekvatorunun 5 katına denk gelir.

Wei Deyou ve eşi gönüllü görevli olarak çalışmaya devam ediyor

Emekli olan Wei Deyou, gönüllü olarak görev başında bulunuyor ve kendisini "Canlı bir sınır taşı" olarak görüyor. Wei, "Sınırı korumak ilk geldiğimde verdiğim taahhüttür. Sözümü tutmam lazım." dedi.

Wei Deyou'nun kullandığı eşyalar

Wei Deyou gibi vatana olan derin sevgiyle kendi hayatını sınır bölgelerine adayan örnek çok fazla. Doktor Mei Lian Xinjiang Üretim ve Yapılanma Birliği'ne bağlı bir hastanenin başkan yardımcılığını yapıyor. Hastanenin bulunduğu yer kente uzak, çetin doğal şartlarıyla biliniyor. Yerel tedavi durumunu düzeltmek için Mei Lian hastanede 20 yıl çalışmıştı ve hayat kurtarmak için elinden geleni yaptı. Hastaları arasında Birlik çalışanı, çoban ve köy sakinleri bulunuyor. Tedavisini gören hasta sayısı 70 bini buldu. Yerel halk ona "beyaz melek" diye hitap ediyor.

Wei Deyou ve Mei Lian gibi sayısız Birlik çalışanı, Xinjiang'ın uzun sınırında sağlam bir "kalkan" oluşturdu. Bölgede huzur ve istikrarın korunarak gelişmenin gerçekleştirilmesini kendi görev, misyon ve sorumlulukları olarak görüyorlar.