Yorum: Küresel kamu sağlığı krizi nasıl "siyasi saçmalıklara" dönüştürülebilir?

  2020-03-02 20:58:26  cri

Zhang Yifu-CRI Haber Merkezi

COVID-19 salgını küresel çapta yayılıyor. Dünya Sağlık Örgütü Genel Sekreteri (DSÖ) Tedros Adhanom Ghebreyesus, bu konuda kısa süre yaptığı bir açıklamada, "Kritik bir evreden geçiyoruz. Hızlı bir şekilde harekete geçilebilirse, söz konusu virüs kontrol altına alınabilir ve insanların hastalanması önlenebilir, hayatlar kurtarılabilir." diye konuştu.

Verilere göre, COVID-19 salgını bugün itibarıyla 60'tan fazla ülkede görüldü. Dünya Sağlık Örgütü de bu nedenle salgının küresel risk derecesini en üst düzeye yükseltti.

Bununla beraber, salgınla mücadelede deneyimler kazanan Çin, bir yandan ülkede mücadele çalışmalarını sürdürüyor, bir yandan da diğer ülkelere yardım sağlamak için elinden geleni yapıyor.

Çin'in Shanghai kentinden Güney Kore'nin Taegu ve Gyeongsangbuk-do bölgelerine bağışlanan 500 bin maske, bugün ülkeye ulaştı. Daha önce de Çin'in Seul Büyükelçiliği tarafından 25 bin maske Taegu kentine gönderilmişti.

Ayrıca, Çin hükümeti Japonya'ya nükleik asit test kiti, koruyucu giysi ve maske yolladı.

Çin Kızılhaç Derneği tarafından gönderilen 5 kişilik uzman ekibi de kısa bir süre önce İran'ın başkenti Tahran'a vardı. Ekip, Tahran'a tıbbi malzemeler de götürdü.

Çin, attığı somut adımlarla, küresel çapta salgınla mücadele işbirliğine aktif bir şekilde katılıyor. Çin'in girişimleri, sadece salgının başlangıcında kendisine yardım eden ülke ve uluslararası örgütlere karşılık vermeyi değil, büyük ülke sorumluluğu üstlenmeyi de hedefliyor.

Uzmanların işaret ettiği gibi, yeni korona virüsü salgınıyla mücadele, ülkeler arasında bir yarış değil; bütün insanlığın karşı karşıya bulunduğu ortak bir tehdit. DSÖ ile Çin tarafından kısa bir sure önce ortaklaşa yayımlanan inceleme raporunda, dünyanın diğer bölgelerine Çin'deki profesyonel müdahale mekanizmasını örnek alma önerisi sunuldu.

Çin, profesyonel bakımdan, salgının ortaya çıkmasından sonra açık ve şeffaf bir bildirim sistemi uyguladı, en kısa süre içinde patojeni tespit etti; virüsün gen dizilimi dahil virüsle ilgili birçok bilgiyi DSÖ ve diğer ülkelerle paylaşarak, diğer ülkelerde de salgının önlenmesi için profesyonel destek sağladı.

Bunun yanı sıra, Çin'de uygulanan kapsamlı müdahale önlemleri uluslararası alanda birçok uzman tarafından takdirle değerlendirildi. DSÖ'den Sylvie Briand, "Kişilerin hareketini sınırlayan tedbirler sayesinde, salgının Çin dışındaki diğer bölgelerde yayılma süreci 2-3 hafta yavaşlatıldı. Son zamanlarda, bunun gibi tedbirler gittikçe daha fazla ülkede uygulanıyor. Örneğin İtalya hükümeti, ülkenin kuzeyinde ondan fazla kent ve kasabada kişilerin hareketine yönelik geçici sınırlama tedbirleri alıyor."

Fakat salgınla mücadelenin bu kritik döneminde, bazı Batılı siyasetçiler yalan bilgiler yaratarak, Çin'i karalama faaliyetleri yürütüyor. Mesela ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin'in salgınla mücadele etmek için harcadığı çabaların yanı sıra, Çin'in siyasi sistemine yönelik olumsuz açıklamalar yaptı. ABD'li senatör Mark Lubio ise, Çin'i COVID-19 salgınıyla ilgili bilgileri saklayarak, dünyayı salgın tehlikesine sürüklemekle suçladı.

Bu siyasetçilerin kafasında Çin'e karşı düşünceler dolu, ağızlarında da hep Çin'i suçlayan mesnetsiz ifadeler... Bütün bunlar, gerçeklere ve uluslararası toplumun fikir birliğine ters düşüyor. Bu siyasetçiler, salgınla mücadelede küresel çapta yürütülen işbirliğini bozarken, başta kendi ülkeleri olmak üzere bütün insanlığa zarar veriyor.

Washington Post'ta kısa süre önce yer alan bir yazıda, ABD'nin son yönetiminin iktidara gelmesinin ardından ABD ile Çin arasındaki kamu sağlığı işbirliğinin askıya alındığına ve bu durumun ABD'de de büyük kayıplar yarattığına işaret edildi. Yazıda, iki ülkenin bilim ve sağlık alanlarındaki işbirliğini güçlendirmesi gerektiğinin altı çizildi.

Küresel kamu sağlığı krizleri karşısında siyasi saçmalıklar yaratılması yerine, uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi gerekiyor. Salgınla mücadelenin bu kritik döneminde önyargılar bir kenara bırakılarak, işbirliğinin güçlendirilmesi ise tek doğru seçenek.