Yorum: Çin'in "ayrışmasını" isteyenler alay konusu oluyor

  2020-02-17 19:40:34  cri

16 Şubat gününde Çin'de iki olay yaşandı.

Birincisi, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından gönderilen uzman ekibi Çin'in başkenti Beijing'e ulaştı. DSÖ ekibi, Çin'in ilgili birimlerinden uzmanlarla görüşerek salgının nasıl daha iyi bir şekilde kontrol edilip önlenebileceği konusunu masaya yatırdı.

İkincisi, 41 konteynerlik mal taşıyan yük treni, Çin'in Henan eyaletinin Zhengzhou kentinden Orta Asya'ya doğru hareket etti. Böylece Çin-Avrupa tren seferlerinin Zhengzhou kısmı normal hizmetlerine tekrar başladı.

DSÖ uzmanlarının Çin'e gelmesi ve Çin-Avrupa tren seferlerinin yeniden başlaması, Çin hükümetinin açık ve şeffaf tutumunu, uluslararası toplumla salgının önlenmesi hususunda işbirliğini güçlendirmeye ve sosyal ve ekonomik faaliyetleri normale döndürmeye dair kararlılığını yansıtıyor. Çin, bu şekilde davranarak hem halkının refahını hem de dünya halklarının çıkarlarını gözetiyor.

 

Son verilere bakıldığında, dün itibarıyla Wubei eyaleti hariç Çin'in ana kesiminde yeni tespit edilen vaka sayısı 115'i bularak art arda on üç günlük azalmaya işaret etti. Halihazırda Çin dışında tespit edilen vaka sayısı ise toplam hasta sayısının yüzde 1'ine bile ulaşamadı. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'un dediği gibi, Çin, virüsün yayılmasını önlemek için büyük bedel ödedi, dünyaya önlem alması için zaman kazandırdı.

Dünya, salgının başlangıcında Washington'ın, Wuhan'daki başkonsolosluğunu boşaltan ilk ülke olduğuna ve DSÖ'nün tavsiyesinin aksine Çinli vatandaşların sınırlarına girmesini yasakladığına tanık oldu. Batılı medya ve siyasetçiler Çin'in salgınla mücadele çalışmalarına ilişkin asılsız yorumlar yaptılar, diğer ülkeleri Çin ile ilişkilerini askıya almaya çağırdılar. Ancak küreselleşme çağında ülkeler arası ilişkileri durdurmak ve ayrışmaktan daha pratik dışı ve gülünç bir başka şey yoktur.

  

Çin'de meydana gelen salgın, dünyadaki tüm ülkelerin kader ortakları olduğunu, hiçbir ülkenin tek başına insanoğlunun ortak sınamalarının üstesinden gelemeyeceğini veya yalnız bir adaya dönüşemeyeceğini ortaya koyuyor. Bu nedenle çok sayıda ülke, mevcut krizi Çin ile omuz omuza çözüme kavuşturmayı tercih ediyor.

 

Halihazırda dünyada 160'dan fazla ülke ve uluslararası örgütün yetkilileri Çin'e desteklerini ifade ettiler. Onlarca devlet ve halk Çin'e yardım elini uzattı.

Salgın ülke ayırmaz, Batılı ülkelerin "ayrışma" anlayışı da küresel fikir birliğine aykırıdır. Birlik olup işbirliği yapıldığı zaman, nefret söylemleri ve önyargılar bir kenara bırakıldığı zaman, salgınla mücadelede zafer kazanılacaktır!