Yorum: Gerçekler Çin'in salgın konusundaki şeffaflığını kanıtlıyor

  2020-02-15 21:10:06  cri

Xu Yanqing-CRI Haber Merkezi

Yoğun düzenlenen basın toplantıları, uluslararası toplumun Çin'de yaşanan yeni korona virüsü salgını hakkında bilgiler edinmesi açısından önemli bir pencere.

Çin Devlet Konseyi, basın toplantılarını artık salgından en ciddi şekilde etkilenen Hubei eyaletinin Wuhan kentinde yapacak. Basın toplantılarında halihazırda 5G teknolojisiyle canlı yayın yapılırken, online sorular da yanıtlanıyor.

Bu toplantılardan edinilen bilgilere göre, Hubei dışında diğer bölgelerde yeni tespit edilen vaka sayısında son on gündür düşüş görülüyor. Wuhan'da ağır hastaları kabul eden ilk iki hastaneden taburcu olanların oranı sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 39'a çıktı.

Bu tür veriler, ülke çapında yürütülen çetin çalışmalar sonucunda, salgın durumunda olumlu yönde değişiklikler olduğunu ve salgın kontrolü çalışmalarında müspet ilerlemeler kaydedildiğini ortaya koyuyor. Bu olumlu değişiklikler, şeffaflık ilkesinden kaynaklanıyor.

Aniden ortaya çıkan salgın karşısında şeffaf ve açık bilgi paylaşım sistemi, halkın gerginliğini gidermek açısından çok yararlı. Bu, halkın salgınla ilgili bilgileri zamanında elde edip, kendini koruma konusunda dikkatli olmasını sağlarken, söylentilerin ve yalan haberlerin yayılmasını da etkili bir şekilde önlüyor.

Bu ilke doğrultusunda Çin, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile diğer ülkelerin yanı sıra, Çin'in Hong Kong ve Macao özel idari bölgeleri ve Taiwan bölgesiyle salgınla ilgili bilgileri ve yeni korona virüsünün gen dizilimini zamanında paylaştı.

Çin merkezi hükümeti, 22 Ocak'tan bu yana salgınla ilgili 25 basın toplantısı düzenledi. Bunun dışında Hubei eyaleti dahil bütün yerel yönetimler de güncellenen bilgileri ilk anda paylaşıyor.

Çin'in çabaları sayesinde salgının diğer ülkelere yayılması engellendi. Şu ana kadar, Çin dışındaki diğer bölgelerde görülen vaka sayısı Çin'deki vaka sayısının yüzde birinden bile az.

DSÖ Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus, 12 Şubat'ta Cenevre'de yaptığı açıklamada, Çin'in rekor kıran bir hızla virüs türünü izole ederek, virüsün gen dizilimini belirleyip, DSÖ'yle paylaştığını ve bunun diğer ülkelerin araştırmalarına çok yardımcı olduğunu belirtti.

ABD Başkanı Donald Trump da Twitter hesabında, ABD'nin Çin'in harcadığı çabaları ve gösterdiği şeffaflığı son derece takdirle karşıladığını ifade etmişti. ABD Sağlık Bakanı Alex Azar da kısa süre önce, Çin'in yeni korona virüsünün gen dizilimini paylaşmasını ve iki taraf arasında sağlık alanında yürütülen işbirliğini olumlu değerlendirdi.

Ancak bazı ABD'li çevreler bundan rahatsız oldu. Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Komisyonu Başkanı Larry Kudlow basına verdiği bir demeçte, Çin'i salgınla mücadelede şeffaf olmamakla suçladı. Larry Kudlow, Çin tarafından son günlerde açıklanan salgınla ilgili verilerde görülen tutarsız iniş-çıkışların kendisini şaşırttığını söyledi.

Anlaşılan o ki, Larry Kudlow'nun bahsettiği tutarsız iniş-çıkışlar 12 Şubat'ta belirlenen 15 bin 152 yeni vakadan kaynaklanıyor. Çünkü bir önceki gün yeni vaka sayısı 2 bin 15 olarak açıklanmıştı.

Çin, 12 Şubat'ta yeni vaka sayısının patlamasına ilişkin olarak resmi bir açıklama yaptı. Larry Kudlow bunu ya görmedi, ya da tıp bilgilerinden yoksun.

15 bin 152 vakadan 14 bin 840'ı Hubei'de görüldü. Bunlardan 13 bin 332'si de klinik teşhis vakası. Daha önce vakalar yalnızca nükleik asit testiyle tespit ediliyordu, şimdi ise testin yanı sıra CT görüntüleme gibi klinik teşhis yöntemleri dahil edildi ve bunun amacı hastaların bir an önce tedavi görmesini sağlamak ve hastaların iyileşme oranını yükseltmek. Bu nedenle vakalarda büyük artış görülmesi, salgının gelişmesinde görülen büyük değişiklerden değil, teşhis kriterinde yapılan düzenlemeden kaynaklanıyor.

Yeni ortaya çıkan bu tip korona virüsünün tamamen tanınması için zamana ihtiyaç var. Virüse yakalananların teşhis ve tedavi sürecinde deneyimler de zamanla artıyor. Korona virüsüyle mücadelenin bu kritik döneminde, teşhis kriterlerinin düzenlenmesiyle ve salgınla ilgili bilgilerin zamanında güncellenmesiyle, Çin hükümetinin virüsle mücadelede şeffaf bir tutum izlediği ve kamu sağlık güvenliğinin korunmasında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği gösterildi.

DSÖ Sağlık Acil Durumlar Programı Direktörü Mike Ryan dün düzenlenen basın toplantısında, "DSÖ'yle işbirliğini yoğunlaştıran Çin hükümeti ülkeye uluslararası tıp uzmanlarını davet etti ve diğer ülkelerle salgınla ilgili bilgileri paylaştı. Çin'in korona virüsüyle mücadelede kaydettiği başarılar uluslararası toplum tarafından takdirle karşılandı. Bu yüzden, Kudlow'nun fikrine katılmıyorum." dedi.

Avustralya'daki New South Wales Üniversitesi'nin (UNSW) Biyolojik Güvenlik Uzmanı Raina MacIntyre, bazı vakaların hastalardan alınan numunelerin laboratuvarda incelenmesi yerine hastaların röntgenlerinin sonuçlarına göre tespit edildiğini ve bunun salgının yayılmasının engellenmesi için çok önemli olduğunu söyledi.

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün yaptığı açıklamada, yabancı tıp uzmanlarından oluşan uluslararası çalışma grubunun bu hafta sonu Çin'e ulaşacağını belirtti. Ghebreyesus, Çin ve diğer ülkelerden gelen uzmanların ileri sürecekleri tavsiyelerin salgınla mücadele çalışmalarının geleceğine ışık tutacağını kaydetti.

Söz konusu kanıtlara bakıldığında, Çin'in virüsle mücadelede şeffaf bir tutum izlediği net bir şekilde görülüyor.