Xinjiang'ı ziyaret eden gazeteciler anlatıyor

  2019-08-17 14:26:12  cri

Çin hükümetinin Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde terörizm ve aşırılıkçı düşünce ile mücadelesi uluslararası gözlemciler tarafından dikkatle takip ediliyor.

Yıl içinde Afganistan'dan Arjantin'e kadar çok sayıda ülkeden 200 delegenin hazır bulunduğu "Etnik gruplar arasında dayanışma ve birlik: Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Pratiği" isimli etkinliğe katılan Ulusal Kanal Haber Müdürü Mehmet Kıvanç, Beijing yönetiminin güvenlik ve özgürlük arasında denge kurmak istediğini söyledi.

Urumçi şehrinde de incelemelerde bulunan Kıvanç, Batı basınındaki iddiaların aksine Uygurların kültürel haklarını kullandığının altını çizdi. "Kaldığım otelde sürekli Uygur kanalları izledim. Çarşıda pazarda Uygurca duydum, yollarda tabelalarda Uygurca ve Çince tabelalar birlikte asılıyor." diyen Mehmet Kıvanç, şöyle devam etti:

"Çin Halk Cumhuriyeti etnik politikada öz güvene sahip. Kültürel inkâr olmadığı gibi aksine Uygurların kendi dillerini kullanması anayasal güvence altına alınıyor. Çin anayasasında her etnik grubun eşit olduğunu belirten maddeler var ve yerine göre özel politikalar uygulanıyor. Örneğin Uygurlar kendi dillerinde eğitim alabiliyorlar. Bununla birlikte inanç konusunda da benzer yaklaşımı görmek mümkün. Batı medyası ne kadar göstermek istemese de Çin'de 35 bin cami 57 bin din adamı var. Üniversitelerde inançlarına göre besin tüketmek isteyen öğrenciler için ayrı yemekhaneler mevcut. İnanma ya da inanma hakkı da devlet tarafından garanti ediliyor."

Radikalizmle iki ayaklı mücadele programı

Çin'in dışa açılma politikasının 40. yılında bölgeyi ziyaret eden Kıvanç, Bejing yönetiminin terörle ve radikalizmle iki ayaklı bir mücadele yöntemi uyguladığını söyledi. Kıvanç'a göre ekonomik refah ve kültürel etkileşimi artırmak isteyen Çin hükümeti terörü kaynağında yok etmek istiyor.

"Xinjiang'ın dünü ve bugünü" isimli fotoğraf sergisinde bölgenin geldiği noktaya dair karşılaştırma fırsatı yakaladığını belirten Kıvanç bu kapsamda şunları kaydetti:

"Çin'de dışa açılmanın mimarı Deng Xiaoping, bir sistemin iyi ya da kötü olmadığını 3 temel ilkeye bakarak tespit ediyor. Bunlar, üretim gücü, istikrar ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi. Bölgeye yapılan yatırımın arkasında bugün de bu ilkeler var. Ekonomik yükseliş buradaki politikanın temel parametresi. Üretime katılmayan insanların radikal düşüncelerden etkileneceğinin farkında olan Çin bölgeye yapılacak yatırımlara kolaylık sağlıyor. Xinjiang'ın Kuşak ve Yol İnisiyatifi'nde Asya'nın derinliklerine açılan kapı olması da burada yaşayan insanlara elbette gelecek vadediyor. Zira Çinli yetkililer bu bölgeyi "Kara limanı" olarak adlandırıyor. Dünya ticaret hattını yeniden tanımlayacak bu bölge bir anlamda Çin'in dışa açılan kapısı olacak. "

"Büyük bir aile olma süreci"

Ulusal Kanal Haber Müdürü Kıvanç, Beijing'in ekonomik gelişmenin yanında kültürel etkileşimi de hızlandırmak istediğini söyleyerek şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çin 50'yi aşkın etnik grubu bir büyük aile olarak görüyor. Herkesin etnik aidiyetlerini korumasının yanında büyük bir ailenin parçası olduğunu hatırlaması Beijing için önemli bir nokta. Dolaysıyla kültürel etkileşimin yani ülkede yaşayan insanların birbirini tanıması için çalışmalar devam ediyor. Modern Çin kurulmasından bu yana işleyen bir süreçten bahsediyoruz. Çince'nin ya da hukuk kurallarının öğrenilmesine dönük eğitim süreçleri de bu kapsamda önemli."

Batı'ya yanıt: Ayakkabının uyup uymadığını onu giyen bilir

Çin uyguladığı politikalara Batı dünyasından gelen eleştirileri değerlendiren Kıvanç, "Çinliler kendi uyguladıkları politikanın verimliliğini sahada görmek istiyor. Dolasıyla Batı'dan gelen eleştirilere 'Ayakkabının uyup uymadığını onu giyen bilir.' atasözleri ile yanıt veriyorlar." diye konuştu.

Urumçi'ye geçmeden önce başkent Beijing de Çin Komünist Partisi (ÇKP) yetkilileri ile temaslar kurduğunu açıklayan Kıvanç "Çin, İslamın radikal yorumunun Batı tarafından desteklendiğine dair derin bir şüphe duyuyor. Bana göre de Batı, Çin'i kuşatmak için radikalizmi bir enstrüman olarak kullanıyor." dedi.

Kıvanç, Çin'in Batı başkentlerinden gelen eleştirilerden ziyade Xinjiang'ın komşu olduğu sekiz ülkedeki istikrar ve güvenliği daha önemli bulduğunu sözlerine ekledi.

"Türkiye'ye özel önem verilmeli"

Gazeteci Mehmet Kıvanç, Türkiye'de de Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi ile bilgi eksikliği bulunduğuna değinerek konuşmasını şöyle sonlandırdı:

"Türkiye'deki yanlış algının nedeni Batı'dan farklı. Batı ülkeleri Çin'in ekonomik olarak yükselişini baltalamak için sistemli olarak yalanlara sarılırken Türkiye'deki hassasiyet duygusal nedenlere dayanıyor. Bu yüzden Çin ve Türkiye arasındaki yakınlaşma son derece önemli. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çin ziyaretini ve Türk heyetlerinin bölgeye davet edilmesini olumlu buluyorum."

Haber: Gökhun Göçmen