Yorum: Dış güçlerin Hong Kong'a müdahalesine asla izin verilemez

  2019-08-14 10:43:01  cri

Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'ndeki şiddet olayları son günlerde sürekli artarken, ABD'nin öncülüğündeki Batılı ülkelerdeki bazı art niyetli kişiler artık perde arkasında kalmakla da yetinmeyerek doğrudan sahneye sıçramaya başladı. Olayları daha da tırmandıran kışkırtıcı eylem ve açıklamalarda bulunan bu kişiler, şiddet olaylarını yaratanlara yol göstermeye ve Çin'in iç işlerine açıkça müdahale etmeye çalıştı.

Batılı siyasetçilerin söz konusu eylem ve açıklamalarını hiçbir egemen ülke kabul edemez. Çin hükümeti ve Çin halkı, dış güçlerin Hong Kong'u kaosa sürüklemesine izin vermez.

Hong Kong'daki radikal eylemciler, haziran ayından bu yana, zanlıların iadesiyle ilgili yasa tasarısına karşı çıkma bahanesiyle şiddet olayları yarattı.

ABD ve İngiltere dâhil, bazı Batılı ülkelerden siyasetçiler, durumun kötüleştiğini görünce aşırı bir heyecana kapıldı. Önce gelişmeleri izleyen bu kişiler, daha sonra müdahaleye de geçtiler. Örneğin, eski İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Hong Kong'da 12 Haziran yaşanan kaosla ilgili soruşturma talebinde bulundu. ABD Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı da Hong Kong'daki eylemcilerle görüştü.

İnsan hakları ve demokrasi kisvesi altında hiç çekinmeden çifte standarda başvurmayı seçen bu kişiler, şiddet olaylarını kasten barışçı gösteriler olarak nitelendirdi, hatta açıkça süslemeye ve övmeye çalıştı.

Hong Kong yönetiminin ve polisinin yasalar doğrultusunda hukukun üstünlüğünü korumak için harcadığı çabaları karalamaya çalışan bu kişiler, Çin merkezi hükümetini de Hong Kong'daki hak ve özgürlükleri kısıtlamakla suçladı.

Dış güçlerin Hong Kong'a müdahalesi son günlerde daha da arttı. İngitere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, kendisini eski bir sömürge yöneticisi sanarak Hong Kong Özel İdari Amiri'ni telefonla arayıp, ona şiddet olayları hakkında baskı yapmaya çalıştı.

ABD'nin Hong Kong Başkonsolosluğu'ndan bazı diplomatların "sözde bağımsız Hong Kong"u savunan eylemcilerle görüştüğüne dair fotoğraflar uluslararası kamuoyunda şok etkisi yaratırken, ABD Dışişleri Bakanlığı fotoğrafları olumlu değerlendirdiklerini açıkladı.

Diğer ülkelerin iç işlerine alenen karışma teşebbüsleri, uluslararası hukuku ve kuralları ihlal ettiği gibi, ahlak sınırlarını da aştı.

Dış güçlerin Hong Kong'daki radikal eylemcilere destek vermesi, kentteki toplumsal ve ekonomik gelişmelere de ciddi etkiler getirdi. "Doğu'nun İncisi" olarak anılan Hong Kong, uçurumdan yuvarlanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Hong Kong'daki yiyecek-içecek (catering) sektörü gelirleri son altı ayda geçtiğimiz 10 yılın en düşük seviyesine indi. Ekonominin dört dayanağından biri olan turizm ciddi yara aldı. Bu olumsuz etkilerin finans, hizmet, ticaret ve lojistik gibi alanlara da yayılması hâlinde Hong Kong ekonomisi öngörülemez hasarlarla karşılaşacak.

Hiç kuşkusuz, Hong Kong bir "ölüm kalım savaşı" ile yüz yüze bulunuyor. Mevcut kaos, bir an önce sonlanmalı ve toplumsal düzen normale dönmeli.

Hong Kong, Çin'e ait ve 7 milyon Hong Konglu dâhil 1,3 milyar Çinli, Batılı ülkelerin müdahalesine izin vermez, Doğu'nun İncisi'nin parlaklığını yitirmesini istemez.

Dış güçleri uyarıyoruz: Durumu yanlış değerlendirmeyin. Çin merkezi hükümeti ile Çin halkının, ülkenin ulusal egemenliğini, güvenliğini ve bütünlüğünü koruma kararlılığını, Hong Kong'daki refah ve istikrarı savunma iradesini hafife almayın. Hong Kong'da ne olursa olsun Çin halkının bununla baş edebilecek beceri ve gücü bulunuyor. Hong Kong'a müdahale eden dış güçleri bir defa daha uyarıyoruz: Kara ellerinizi Hong Kong'un üzerinden çekin!