Yorum: Çin hâlâ yabancı yatırımcıların gözdesi

  2019-06-13 20:44:44  cri

Xu Yanqing-CRI Haber Merkezi

Çin Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan verilere göre, yılın ilk 5 ayında ülkede fiilen kullanılan yabancı yatırım miktarı 369 milyar yuanı aşarak, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,8 arttı.

Dünya genelinde doğrudan yabancı yatırımların gözle görülür bir şekilde yavaşladığı bir zeminde yaşanan söz konusu artış, Çin'in hâlâ yabancı yatırımcıların gözdesi olduğunu kanıtlıyor. Ayrıca, ABD tarafından ortaya atılan sözde "ek tarife uygulanmasıyla yabancı sermayeli işletmelerin Çin'den ayrılacağı" yönündeki iddianın da çürütüleceği görülüyor. Çin, sürekli yenilenen ticari ortamıyla yabancı işletmeleri çekmeye devam edecek.

Yılın ilk 5 ayında Çin'e yapılan yabancı yatırımlarda iki özellik göze çarpıyor:

-"Yabancı yatırımların endüstriyel zincirin alt kesiminden üst kesimine yönelmesi". Çin'de ileri teknoloji sektöründe fiilen kullanılan yabancı sermaye miktarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47,2 arttı.

-"Hong Kong, Güney Kore, Japonya, ABD, İngiltere, Almanya ve AB gibi başlıca yatırım bölgelerinin yatırımlarında artış kaydedilmesi". ABD'nin Çin'e yaptığı doğrudan yatırım miktarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,5 yükseldi.

Bütün bu veriler, "ek tarife uygulanmasıyla ABD'li işletmeler dahil yabancı sermayeli işletmelerin Çin'den ayrılacağı" iddiasının bir yalan olduğunu kanıtlıyor.

ABD, bu iddiayı birçok kere dile getirdi. Bunun amacı, uluslararası endüstriyel zincirin iş bölümündeki yüzeysel belirtileri kullanarak Çin'i kötülemek. Ancak ABD uluslararası endüstriyel zincirin iş bölümünün özünü göremedi. Mesela, tekstil ve konfeksiyon sektörünün küresel transferini ele alalım: Tekstil ve konfeksiyon endüstrisi geçen 70 yılda önce ABD'den Japonya'ya, Japonya'dan Asya Kaplanları'na, daha sonra Çin'in iç kesimine ve son yıllarda ise Güneydoğu Asya ve Afrika ülkelerine taşındı. Ekonomik kurallara uygun olarak yaşanan bu enüstriyel transfer, ek gümrük vergisinden etkilenerek gerçekleşmedi. Aynı zamanda, Çin'in teknoloji seviyesinin yükselmesi ve piyasa potansiyelinin genişlemesiyle birlikte yüksek katma değer taşıyan daha fazla endüstri Çin'e yoğunlaşmaya başlıyor.

Çin'e aşırı baskı yapmak üzere sürekli Çin ekonomisini kötüleyen ABD, bugün nasıl yalan söyleyeceğini bile bilmiyor. Örneğin, "ABD yönetimi Çin'de 15-20 trilyon dolarlık kayıp yarattı" şeklindeki iddia hakkında ABD basınında şöyle bir yorum yayınlandı: "Çin ekonomisi yaklaşık 13 trilyon dolar civarında. Kayıp bu rakamdan daha fazla olamaz".

Çin ile ABD arasında yaşanan ticari sürtüşmelerin Çin ekonomisine getirdiği etkiler kontrol edilebilir bir seviyede. Aslında bundan ciddi olarak etkilenen ABD'dir. Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından Mayıs sonunda yayınlanan bir rapora göre, ABD hükümetinin Çin'den ithal edilen mallara uyguladığı ek gümrük vergisinin neden olduğu maliyetin hemen hemen hepsini ABD üstleniyor.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı Örgütü'nün son verilerine göre de, 2018 yılında ABD'nin çektiği yabancı sermayede yüzde 9'luk düşüş görülürken, Çin piyasasının çektiği yabancı sermayede yüzde 4'lük artış kaydedildi.

Çin piyasasının, özellikle yüksek ve yeni teknoloji sektörünün yabancı sermaye çekmek açısından sahip olduğu en önemli özellikler arasında, tam endüstriyel zincir, büyük bilimsel ve teknolojik inovasyon gücü, kolay lojistik sistemi ve zengin insan gücü kaynakları sayılabilir. Bunlar, yabancı işletmelerin işletme maliyetini büyük ölçüde düşürebildiği gibi, ekonomik kalkınmaya da yaratıcılık katıyor. Çin'in 2018 yılında, bilimsel araştırma alanındaki giderleri gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 2,18'ini oluşturdu. Bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin ekonomiye yönelik katkı oranı da yüzde 58,5'e yükseldi.

En önemlisi, 1 milyar 400 milyonluk bir nüfusa sahip Çin'de tüketim piyasası ekonomik büyümenin en büyük itici gücü haline geldi. Ekonominin nitelikli gelişmesi ve tüketim niteliğinin yükselmesi, yabancı işletmelerin yüksek kârlar kazanmasına büyük ikman sağlıyor. Çin'deki Amerikan işletmelerinin 2017'deki satış gelirleri yaklaşık 700 milyar doları buldu. Bu kadar büyük bir rakam elde edebilecekken Çin piyasasından kim uzak durmak isteyecek?

Yabancı yatırımların Çin piyasasına girişine ilişkin negatif listenin maddeleri son yıllarda yürütülen çalışmalarla 48'e düşürüldü ve daha ciddi oranda azalmaya devam edeceği biliniyor. Çin'de Mart ayında onaylanan "Yabancı Yatırım Yasası"nda, yabancı sermayeli şirketlerin fikri mülkiyet hakları ile teknolojilerine yönelik koruma, negatif liste yönetimi, yabancı yatırımcıların Çin'deki yatırımları, gelirleri ile diğer meşru hak ve çıkarları konuları öne çıkıyor. Yasanın yerine getirilmesi yönündeki çabalar da devam ediyor.

ABD "ek gümrük vergisi uygulanması, yabancı şirketlerin Çin'den ayrılmasına neden olacak." yalanını söylerken, ABD şirketi Tesla'nın dünya genelindeki fabrikası inşası Shanghai'de başladı. British Telecom, Çin Sanayi ve Bilişim Bakanlığı tarafından verilen ulusal lisansı alan ilk uluslararası telekomünikasyon şirketi oldu. ABD'li Qualcomm, OSI Group, İngiliz Jaguar ile Land Rover, Fransız Schneider Electric ve diğer çok uluslu şirketlerden yetkililer de Çin piyasasındaki çalışmaları geliştirerek, Çin'in yüksek nitelikli gelişimine katılmaya devam edeceklerini açıkladı.

ABD'nin başlattığı ticari sürtüşme, küresel ekonomiye belirsizlikler getirmesine rağmen Çin, dışa açılımı genişletmenin yanı sıra, yabancı sermayeyi daha verimli kullanmak, yabancı sermayeli şirketlerin meşru hak ve çıkarlarını korumak, yabancı şirketlere daha nitelikli hizmet sağlamak yönündeki adımlarıyla tüm dünyaya Çin'in güvenilir bir işbirliği ortağı olduğunu gösteriyor.