Yorum: ABD'nin ulusal güvenliği, "her konuya uydurulabilen bir kılıf"

  2019-06-11 20:31:17  cri

Zhao Xinyu, Sheng Yuhong-CRI Haber Merkezi

İthal çelik ve alüminyum ürünleri, arabalar ile yedek parçaları, yabancı şirketler ve bu şirketlerin yaptığı doğrudan yatırımlar veya yabancı öğrenciler ve akademisyenler ile onların vize başvuruları ve sosyal medya hesapları… Washington her şeye "ABD'nin ulusal güvenliğine tehdit" etiketi yapıştırıyor. Başka ülkeler tarafından dikkate alınan ve son derece ciddi bir konu olan ulusal güvenlik, ABD için her konuya uydurulabilen bir kılıf niteliği taşıyor.

Uluslararası toplumda oluşturulan fikir birliğine göre, ulusal güvenlik, genellikle bir ülkenin iktidarı, egemenliği, birliği, toprak bütünlüğü, halkının refahı, sürdürülebilir ekonomik ve sosyal gelişmeleri ile önemli çıkarlarının tehlikede bulunmadığı; iç ve dış tehditlerle karşılaşmadığı bir durumdur. Bu kavram net bir içeriğe ve sınıra sahip. Ancak şu an ABD, bu kavramı ticari korumacılığı teşvik etmek ve hegemonyasını korumak için bir araç olarak kötüye kullanıyor.

İstatistiklere göre, 1980'lerden 21. yüzyılın başına kadar ABD, toplam 14 defa "232. madde soruşturması" başlattı ve sonuç olarak sadece iki cezai tedbir uyguladı. Yine bu verilere göre, eskiden ABD'nin ulusal güvenlik bahanesini kullanarak ticari yaptırımlar uygulaması da pek yaşanan bir durum değildi. Fakat Washington 2017 yılından beri, her geçen gün daha güvensiz hissetmiş gibi görünüyor. ABD, ithal çelik ve alüminyum ürünleri, arabalar ile yedek parçalarını, yabancı şirketleri, bu şirketlerin yaptığı yatırımları ve ileri teknolojileri art arda ulusal güvenliği tehdit eden unsurlar listesine ekledi, ayrıca birçok defa "232. madde soruşturması" başlattı.

Hatta Mayıs ayında, "ulusal olağanüstü hal" ilan etti. Bu durum da, ABD'nin müttefikleri ve ticaret ortakları arasında bazı şüphelere yol açtı: Dünyanın bir numaralı askeri, bilimsel ve ekonomik gücüne sahip ABD'nin güvenliğini kim tehdit edebilir?

Cevabı çok net: ABD'nin ulusal güvenliği gerçekten tehdit altında değil... Ancak ABD'deki bazı çevreler, "Önce Amerika" olarak belirlenen hegemonik düşünceye dayanarak, ulusal güvenliği bir "kalkan" olarak kullanıyor.

ABD, kendi mutlak çıkarlarını korumak için ticaret ortaklarına haksız yaptırımlar uyguluyor. Bu girişimler, ABD'nin dünyada görülen değişimlere uyum sağlayamadığını, yeni kalkınan piyasalar ve gelişen ülkelerin yükselişini kabul edemediğini, ayrıca diğer ülkelerin ekonomik gelişme ve teknolojik ilerlemelerinde ortaya koydukları makul taleplerden endişelendiğini gösteriyor. ABD'nin şimdi ulusal güvenlik konusunu gündeme getirmesi, aslında kendisinin tarihi gelişim eğilimine aykırı girişimlere bir bahane bulmayı amaçlıyor.

Uluslararası toplum, ABD'nin gerçek yüzünü çok iyi biliyor. AB, ABD'nin ulusal güvenliğe tehdit gerekçelerinin sadece "endüstriyel koruma" için öne sürdüğü bahaneler olduğunu belirtti. ABD Uluslararası Demir ve Çelik Birliği, geçen yıl iki üye şirketiyle birlikte ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi'ne dava açtı. Birlik, ABD yönetiminin ithal çelik ürünlere ek gümrük vergisi uygulamasının dayandığı 232. maddenin anayasaya aykırı olduğunu ileri sürdü.

ABD'nin ulusal güvenlik kavramını kötüye kullanması, yalnızca ticaret ortaklarına zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda uluslararası ticaret düzenini ve güvenini de etkiler; hatta kendine bile zarar verir.

ABD'nin sık sık ulusal güvenlik bahanesini kullanması, bir gün gerçek bir ulusal güvenlik tehdidi ile karşılaştığında onu algılama yeteneğini kaybetmesine neden olacak. Bu da ABD'nin ulusal güvenliği için en büyük tehdit olacak.