Yorum: Skinner insanlık medeniyetine leke sürmesin

  2019-05-14 16:19:20  cri

Wang Shanshan-CRI Haber Merkezi

ABD Dışişleri Bakanlığı Politika Planlama Direktörü Kiron Skinner kısa bir süre önce, ABD ve Çin arasındaki çatışmanın "tamamen farklı iki medeniyet ve ideoloji arasındaki savaş" olduğunu ileri sürdü. Skinner'in söz konusu değerlendirmesi ABD'de ve uluslararası kamuoyunda tepkilere neden oldu. Birçok sağduyu sahibi kişi, Skinner'in söz konusu değerlendirmesinin insanlık medeniyetine leke sürdüğü gibi, ABD'nin siyasi ve akademik çevrelerini de zor durumda bıraktığını söyledi. Söz konusu ifadenin ayrıca, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın da uluslararası arenada alay konusu olmasına yol açtığı yorumları yapıldı.

Skinner ayrıca, ABD ve Çin arasındaki bu rekabetin "medeniyetler arasındaki büyük bir çatışmayı" da temsil ettiği iddiasında bulundu. Skinner söz konusu iddiasını Harvard Üniversitesi'nden siyaset bilimci Samuel Phillips Huntington'un "medeniyetler çatışması" teorisine dayandırdı. Huntington, Soğuk Savaş'ın ardından 1993 yılında, ABD'de yayınlanan "Dışişleri" adlı dergide "Medeniyetler Çatışması ?" başlıklı bir makale kaleme alarak, ilk kez söz konusu teoriyi ortaya atmış ve dünyada geniş yankı uyandırmıştı. 1996 yılında yayımlanan "Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Oluşması" adlı kitabı da söz konusu teorik sistemi destekliyordu.

Huntington'un teorisi, "kültürel hegemonya" anlamını taşıdığı için uluslararası akademik çevrede birçok eleştiriye neden olmuştu. Aslında Huntington'un medeniyetler çatışması teorisi, medeniyetler arasındaki çatışmaları teşvik etmiyordu. Huntington, medeniyetler arasındaki çatışmaları izah etmeye çalışıyor ve Batı dünyasına, kendi medeniyetleriyle diğer medeniyetleri değiştirmeye kalkışmaması gerektiğini anlatmak istiyordu. Huntington, medeniyetler arasındaki diyalog, anlayış ve işbirliğinden, tek bir medeniyet üzerinde değil, çok yönlü medeniyetler üzerinde kurulan bir uluslararası düzenden yanaydı. Skinner'ın, Huntington'un teorisini çarpıtmasının nedeni cahillik değilse eğer, o zaman utanmaz önyargılardır.

Skinner, sadece akademi konusunda değil, ABD politikası ve Çin-ABD ilişkileri konusunda da oldukça cahil görünüyor. Skinner, ABD ve Çin arasındaki sözde medeniyet ve ideoloji savaşlarını "ABD'nin daha önce hiç yaşamadığını" söyledi. Peki bu gerçekten böyle mi? ABD, 11 Eylül saldırısının ardından Ortadoğu'da iki savaş başlattı ve Müslümanlara karşı ayrımcılık politikaları uyguladı, ancak bunu hiçbir zaman medeniyetler çatışması olarak isimlendirmedi.

Üstelik, Skinner'in "Biz ilk defa beyaz ırk olmayan bir büyük ülke ile rekabet ediyoruz" şeklindeki sözü de ABD'deki elitleri çok şaşırttı. Demek ki Skinner, ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki zıtlaşmayı, beyazlar arasındaki zıtlışma olarak, ABD ile Çin arasındaki çatışmayı ise beyazlar ile beyaz olmayanlar arasındaki çatışma olarak nitelendiriyor. Irk ayrımcılığı, ABD siyasetinde dokunulmaması gereken bir konudur. Skinner'in söz konusu ifadesi, ABD'deki siyasi elitleri panikletirken, ülkenin siyaset ve akademi isimlerinin de bu "çok korkunç ve ırkçı yoruma" ilk anda tepki vermesine neden oldu.

Aslında Skinner, bazı Amerikalıların dile getiremediği "Soğuk Savaş" ve "kültürel hegemonya" düşüncelerini dile getirmiş oldu. Skinner gibi insanların düşünceleri 21. yüzyılda artık çağ dışı kalıyor. ABD'de bazı kesimler, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın "tamamen farklı bir medeniyetle savaşılıyor" şeklindeki bir düşünceyle Çin'e karşı strateji hazırladığını ifade ediyor. Bu çağ dışı düşünce ve hareketler, çağın gelişimine ciddi şekilde aykırı düşüyor. Bu düşünceler tarihi gerçeklerin ağırlığı altında ezilecek.

Medeniyetler arasında aslında çatışmalar mevcut değil. Medeniyet bahanesiyle çatışma yaratmak isteyen kişiler, medeniyetlere saygı gösterenler ve barış yanlıları tarafından dışlanacak.