Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Sözcülüğü'nden Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nın "Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi" iddialarına yanıt

  2019-02-10 12:41:25  cri

Birinci Soru: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı sözcülüğü tarafından 9 Şubat tarihli yapılan açıklamada, Çin hükümeti Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde "toplama kampları" kurmak ve bir milyondan fazla Uygur vatandaşını tutuklamakla suçlandı. Çin tarafının bu konudaki yorumu nedir?

Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün ilgili açıklamaları tamamen gerçek dışıdır. Çin tarafı bu iddialara şiddetle karşı çıkmaktadır.

90'lı yıllardan itibaren, Çin'i içeriden ve dışarıdan tehdit eden "üç şer güç" (etnik bölücülük, dini aşırıcılık, şiddet ve terör), Çin'in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde binlerce terör saldırısı düzenleyerek çok sayıda masum vatandaşın hayatını kaybetmesine, yüzlerce polisin şehit olmasına ve büyük oranda maddi zarara yol açmıştır. Teröristlerin bu vahim suç eylemleri, sadece Xinjiang'ın huzur ve dayanışma ortamını bozmakla kalmayıp aynı zamanda Xinjiang'daki tüm etnik gruplara mensup vatandaşların yaşam, sağlık, mülkiyet ve gelişme hakları gibi temel insan haklarını da zedelemiştir.

Çin hükümeti, uluslararası toplumun terörle mücadele konusundaki tecrübelerine dayanarak, kendi ülkesinin içinde bulunduğu koşullara uygun olarak, terör ve aşırıcılığa karşı verdiği mücadeleyi derinleştirmektedir. Mesleki eğitim merkezleri kesinlikle Türk tarafının ifade ettiği gibi "toplama kampları" değildir. Mesleki eğitim merkezlerinin en önemli hedefi, terör ve aşırıcılığa karşı mücadeledir; ana programları "üç öğrenme ve bir giderme" olarak özetlenen bu merkezlerin amacı, ulusal dili, hukuki bilgileri ve mesleki becerileri geliştirme ve aşırıcılığa karşı mücadele vermektir. Herhangi bir ülkenin vatandaşlarının, kendi ülkesinin ulusal dilini öğrenmesi gerektiği gibi, Çin vatandaşları da Mandarin Çincesi bilmelidirler. Hiçbir ülkede hukuk göz ardı edilmemeli ve yok sayılmamalıdır. Mesleki beceriler olmazsa istihdam zorlaşır ve işsizlik, yoksulluğa yol açar, böyle bir durum aşırıcı düşüncelerin yayılmasına zemin oluşturur. Bu herkesin malumudur.

Mesleki eğitim merkezleri kurulduktan sonra, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde 25 aydır herhangi bir şiddet ya da terör olayı meydana gelmemiş ve bölgede asayiş önemli ölçüde sağlanmıştır.

2017 yılında Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi toplamda 100 milyondan fazla yurtiçi ve yurtdışından turist ağırlamış ve bu rakam geçen yıla kıyasla %32 oranında artmıştır. 2018 yılındaki turist sayısı ise yaklaşık %50 oranında artarak 150 milyonu aşmıştır. Bu rakamlar Xinjiang'ın ne kadar güvenli ve istikrarlı bir yer olduğunu açıkça göstermektedir.

Mesleki eğitim merkezleri dışa açıktır. 12 ülkenin Beijing büyükelçileri ve Türkiye de dâhil olmak üzere birçok ülkeden gelen gazeteciler Xinjiang'a davet edilerek, mesleki eğitim merkezleri başta olmak üzere birçok önemli yeri ziyaret etmiştir. Maalesef, Xinjiang'dan dönen gazeteciler tarafından kaleme alınmış olan nesnel ve objektif haberler bazı guruplar tarafından göz ardı edilmiştir. Bu tür davranışlar içinde bulunanlara karşı sadece ön yargılı veya art niyetli oldukları yorumunu yapabilirim.

Hem Çin hem Türkiye terörle mücadelede ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Terörle mücadele konusunda çifte standartların uygulanmasına karşı çıkmaktayız. Türk tarafının, Çin tarafının terör ve aşırıcılıkla mücadele için yasal çerçevede aldığı etkili önlemleri ve gösterdiği çabaları doğru biçimde anlayacağını, asılsız eleştirilerini geri alarak, yaratmış olduğu olumsuz etkileri yok etmek için önlem alacağını ümit ediyoruz.

İkinci Soru: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Çin hükümetinin Uygurlar ve diğer Müslüman toplulukların etnik, dini ve kültürel kimliklerini tasfiye etmeye çalıştığını ve Uygurların insan haklarını ciddi biçimde ihlal ettiğini belirtti. Sizin bu iddialara karşı yorumunuz nasıl olacaktır?

Cevap: Söz konusu iddialar kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Çin tarafı bu iddiaları kesin bir dille reddetmektedir.

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tüm etnik gruplara mensup halklar, yasallar tarafından güvenceye alınmış, din ve inanç hürriyetine sahiptir. Hukuk tarafından sağlanan güvence altında kişiler, herhangi bir dine inanmak veya inanmamak özgürlüğüne sahiptir. Hiçbir makam, örgüt ya da kişi tarafından kendisine müdahale edilemez. Hâlihazırda Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde 25 bin cami, kilise, tapınak gibi dini mekân bulunmaktadır. Bunun içinde ise 24.4 bin cami, 29 bin din görevlisi ve 8 din okulu yer almaktadır. Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin toplam nüfusu 24.4 milyonken, Müslüman nüfusu 13 milyondur; bu rakam her 530 Müslüman için bir cami düştüğü anlamına gelmektedir. Açıklanan verilere göre, Türkiye'nin nüfusu 82 milyon, cami sayısı ise 90 bindir ve bu rakam ortalama olarak her 910 kişiye bir cami düştüğü anlamına gelmektedir.

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tüm etnik gruplara mensup halklar, kendi dilini kullanma hakkına sahiptir. Çin Anayasası ve Etnik Bölge Özerklik Kanunu'na göre, her etnik grup serbestçe kendi dilini kullanabilir. Ulusal Halk Kongresi ve Siyasi Dayanışma Toplantısında Uygurca ve Kazakça simultane tercüme hizmeti sunulmaktadır. Her etnik gruba mensup vatandaş kendi dilinde dava ve seçim işlerine katılabilir. Xinjiang'daki televizyon ve radyo kuruluşlarında Mandarin Çincesi ve Uygurca gibi birçok dilde yayın yapılmaktadır. Xinjiang'da üniversitelere geçiş sınavlarında Mandarin Çincesi, Uygurca, Kazakça gibi 5 farklı dil kullanılmaktadır.

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tüm etnik gruplara mensup halkların kültürel hakları kanunlar tarafından korunmakta ve saygı gösterilmektedir. Kaşgar kentindeki İydgâh Camisi de dâhil olmak üzere toplam 109 dini ve kültürel yapı, Çin'in öncelikli olarak korunan kültürel miraslar listesine alınmış ve merkezi hükümet tarafından bütçe ayrılarak onarılmıştır. Çin hükümeti, kaybolma riski taşıyan KUTADGU BILIG ve DIVANÜ LUGATI-TÜRK gibi tarihi eserleri koruma altına almıştır. Uygurların Mumkam sanatı ve Kırgızların MANAS DESTANI gibi eserleri, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kütürel Mirası Temsili Listesine alınmıştır.

Çin hükümeti, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki bütün etnik grupların temel haklarını korumaya öteden beri büyük önem vermektedir. Vurgulamak gerekir ki, yaşama hakkı en temel insan hakkıdır. Terör ve şiddet düşünceleri, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir ve yerel halkın temel insan haklarını zedelemektedir. Çin hükümetinin teröre karşı aldığı tedbirler Uygurlar da dâhil Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki bütün etnik gruplara mensup vatandaşlarımızın insan haklarını korumaya yöneliktir.

Dolayısıyla, Çin hükümetinin Uygurların ve diğer Müslüman toplulukların etnik, dini ve kültürel kimliklerini tasfiye ettiği iddiaları tamamen asılsızdır.