Haber Analiz: Çin'de sürdürülebilir kalkınmayı ilerleten güç: "Bağımsız inovasyon"

  2018-10-03 19:33:33  cri

Kaynak: CRİ; Yazar: Sheng Yuhong

"Yeni bir güne sahip olabiliyorsan, onu her yeni günde yeniden yenilemelisin", Çinli liderlerin inovasyondan bahsederken sıkça kullandığı bir atasözüdür. Bu basit ve zaman üstü ifade, kendi imkânlarıyla inovasyon yapmanın, binlerce yıldır Çin milletinin en belirgin özelliği, ilerleme arayışındaki hareket kaynağı ve ülkenin sürdürülebilir kalkınmasının en büyük itici gücü olduğunu gösteriyor.

İnsanlık tarihinde, antik çağlarda Çin astronomi, takvim, denizcilik ve askerlik gibi alanlardaki gelişme seviyesi bakımından daima dünyaya öncü oldu. Dört icat, yani kâğıt, pusula, barut ve matbaa herkesçe biliniyor. Yakın çağda ise sömürgeci saldırılar ve ekonomik gerileme gibi nedenlerle Çin, bilim ve teknoloji açısından dünya ortalamasının altına düştü. Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1949 yılından sonra ise Çinli bilim insanları, zorlu uluslararası duruma ve Batı'nın ekonomik ve teknolojik ablukasına karşın, çetin mücadeleler neticesinde 10 yıl gibi kısa bir sürede (1960-1970) ülkenin "iki bomba ve bir uyduya", yani atom ve hidrojen bombaları ile insan yapımı uyduya sahip olmasını sağladılar.

Reform ve dışa açılma siyasetinin uygulandığı 40 yıl içinde ise özellikle de son yıllarda, inovasyon öncülüğünde kalkınma ve inovatif ulusal stratejilerin inşası doğrultusunda Çin halkının yaratıcılık gücü daha da canlandırıldı. Bu alanda sağlanan neticeler arasında, "Gök Gözü", karanlık madde araştırmaları için uzaya gönderilen "Wukong" (Maymun Kral) uydusu, dünyanın ilk kuantum telekomünikasyon uydusu olan "Mozi" (Mencius), 7 bin metre derinliğe inebilen "Jiaolong" denizaltısı, uçuş testleri başarıyla yapılan ilk yolcu uçağı C919, hızlı trenler, Güney Çin Denizi'ndeki yanıcı buz keşif çalışmaları ve nakitsiz yaşamı getiren Alipay ve Wechat ödeme sistemleri sayılabilir. 2017 yılında bilim ve teknoloji alanında kaydedilen ilerlemeler, Çin'in ekonomik büyümesine yüzde 57,5'lik katkı yaptı ve böylelikle 2020 yılı için belirlenen hedefe yaklaşılmış oldu. Ar-Ge alanına yapılan yatırım da 1,75 trilyon yuana ulaştı. Bu miktar, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 2,12'sini oluşturdu. Çin, bilim ve teknoloji alanında yayımlanan makale sayısı açısından üst üste 9 yıldır dünyada ikinci sırada yer aldı. Ayrıca Çin, ilk defa Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün 2018 yılı küresel inovasyon endeksinde ilk 20'ye girdi.

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) kurucusu ve Başkanı Klaus Schwab, Çin'in inovasyona dayalı toplum kurma hedefinde doğru yolda olduğunu kaydetti. Öte yandan, ABD Ulusal Bilim Vakfı tarafından yayımlanan raporda, Çin'in dünyanın ikinci büyük Ar-GE ülkesi hâline geldiğine şüphe olmadığı, Çin'in bu alana ayırdığı bütçenin hemen hemen Avrupa Birliği'nin (AB) toplam Ar-Ge harcamasına denk geldiği açıklandı. 

İnsanoğlu, hâlihazırda 4. Sanayi Devrimi'ni yaşıyor. Bu, yapay zekâ, temiz enerji, robot teknolojisi, kuantum enformasyon teknolojisi, sanal gerçeklik ve biyoteknoloji alanlarının hâkim olduğu yeni bir teknoloji devrimi. Çin'in günümüzde 4. Sanayi Devrimi'nde ilk treni yakaladığı, ancak henüz ön vagonlarda bulunmadığı dile getiriliyor. Çin, birçok sektörde dünyaya öncülük etse de uçak motoru ve çip gibi alanlarda ithalata hâlâ bağımlı. Bununla birlikte, Çin'in farklı bölgelerindeki ekonomik ve teknolojik kalkınma düzeyleri arasında da büyük dengesizlik bulunuyor.

Ekonomik küreselleşme bağlamında, hiçbir ülke, tüm inovasyon sorunlarını yalnızca kendi gücüne dayanarak çözemiyor. Bu yüzden, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, yılın en seçkin bilim insanlarına hitaben yaptığı konuşmada, "Çin, inovasyon alanında Çin'e özgü ve bağımsız bir yolda ilerleyecek, küresel teknoloji ve inovasyon ağıyla kaynaşacak. Küresel teknoloji yönetişimine de katılan Çin, insanlık için ortak kader topluluğunun oluşturulmasına Çin bilgeliğiyle katkı sağlayacak" ifadelerini kullandı.

Bütün bunlar, Çin'in bağımsız inovasyonu, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerin temeli olarak gördüğünü gösteriyor. Sorumlu büyük bir ülke olarak Çin, aynı zamanda küresel bilim ve teknoloji çevreleriyle derin işbirliği yapmaya hazır. Küresel bilim ve teknoloji çalışmalarının ilerlemesine ve insanoğlunun kalkınmasına yeni katkılarda bulunmaya çaba gösteren Çin, insanlık için daha güzel bir gelecek yaratmak gayesiyle çalışıyor.