Haber Analiz-Çin-Afrika dostluğunun temelindeki demiryolları

  2018-08-31 20:26:29  cri

Xu Qinduo, CRI Haber Merkezi

Dış dünyanın ne zamandan beri Çinlilerin çalışkanlığını ve cesaretini anlamak için altyapı tesisleri inşalarına baktığı bilinmiyor. Üstelik insanlar şaka yoluyla Çinlileri "altyapı inşası delileri" olarak değerlendiriyor. Ancak Çin 40 yıl önce, Tanzanya-Zambiya Demiryolu inşasına yardım sağladığında ne ileri teknolojili büyük makine ve donanımlara, ne de olgunlaşmış yapım teknolojilerine sahipti.

1960'lı yıllarda bağımsızlıklarına kavuşan Tanzanya ve Zambiya bir demiryolu hattı yapmayı planlıyordu. Bu iki ülke, zengin Avrupa ülkelerinden yardım istedi. Ayrıca Dünya Bankası'na da başvurdu. Ancak talepleri hep reddedildi. Dönemin Tanzanya Devlet Başkanı Julius Nyerere, Şubat 1965'te Çin'e yaptığı ziyaret sırasında Çinli liderlere bu konudan bahsetti ve olumlu bir cevap aldı.

Nitekim o zaman Çin'in ekonomisi de zor durumdaydı. Çin'in, bin 860 kilometrelik söz konusu demiryolu hattının inşasına yardım sözü vermesi, geçmişinde yarı sömürgeciliğe maruz kalmasından dolayı uzun zaman sömürülen Afrika ülkelerinin bağımsızlık arzusunu gerçekten anlamasından kaynaklanıyordu.

Temmuz 1976'da Tanzanya-Zambiya Demiryolu hizmete girdi, ancak 60'dan fazla Çinli çalışan inşaat sırasında yaşama veda etti. Tanzanya-Zambiya Demiryolu Svahili dilinde "özgürlük yolu" olarak adlandırılıyor. Söz konusu demiryolu hattı, Tanzanya ve Zambiya'nın toplumsal ve ekonomik gelişimiyle paralel olarak, Afrika'nın orta ve güney bölgelerindeki milli kurtuluş mücadelelerine de önemli ve büyük katkılarda bulundu. Böylece Çin'in Afrika ülkelerinin kurtuluş ve bağımsızlık mücadelelerine verdiği desteğin önemli bir simgesi haline geldi.

Bu yardımlaşmaya dayalı dostluk günümüze kadar sürdü. Çin bugün, 40 yıldır süren reform ve dışa açılma uygulamaları sayesinde dünyanın ikinci büyük ekonomisi oldu ve 700 milyon kişiyi yoksulluktan kurtarmayı başardı. Ancak Batı'nın özgür ve demokratik değer yargılarını benimseyen Afrika ülkelerinin büyük çoğunluğu, hâlâ ekonomik bağımsızlığa kavuşamadı.

Dostluk ve işbirliğinin güçlendirilmesi ile ortak kalkınma amacıyla hareket edilmesi anlayışı, Çin-Afrika ilişkilerinde her zaman öncelik sahibi olmuştur. 2000 yılında Çin-Afrika İşbirliği Forumu'nun kurulmasından, 2006 Beijing Zirvesi'nde Çin-Afrika ilişkilerini geliştirmeyi hedefleyen sekiz maddelik politikanın ileri sürülmesine ve daha sonra 2015 Johannesburg Zirvesi'nde "Çin-Afrika 10 İşbirliği Planı"nın ortaya koyulmasına kadar, ikili işbirliğinin içeriği her geçen gün daha da zenginleşti.

Çinli bir işletme tarafından, Çin standardı ve donatımlarıyla inşa edilen Afrika'nın ilk modern elektrifikasyon sistemine sahip demiryolu hattı Ekim 2016'da hizmete girdi. Bu demiryolu hattı, Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'yı Cibuti'nin başkenti Cibuti şehrine bağlıyor. Söz konusu hat, Çin'in Afrika'da Tanzanya-Zambiya Demiryolu'ndan sonra inşa ettiği başka bir sınır ötesi demiryolu olma niteliği taşıyor.

Diğer bir Çinli işletme tarafından Kenya'da inşa edilen Mombasa-Nairobi Demiryolu hattı da Mayıs 2017'de açıldı. "Hızlı demiryolunun Afrika versiyonu" olarak nitelendirilen Mombasa-Nairobi Hattı, 46 binden fazla istihdam yaratırken, Kenya'nın gayri safi yurtiçi hasılasının büyümesine de yüzde 1,5'lik katkıda bulundu. Gelecekte, Mombasa-Nairobi Hattı ile Uganda, Ruanda, Burundi, Güney Sudan gibi Doğu Afrika ülkelerindeki diğer demiryolu hatlarının birleştirilerek, Doğu Afrika demiryolu şebekesinin oluşturulması bekleniyor.

Çin ile Afrika arasındaki işbirliği neden ülke halkları tarafından memnuniyetle karşılanabiliyor ve niye bu kadar verimli sonuç verebiliyor? Bunun cevabı "samimiyet ve meşru değer yargısı" demek yanlış olmaz.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 2013 yılından bu yana geçen beş sene boyunca Afrika'ya dört ziyaret gerçekleştirdi. Çin, art arda dokuz yıldır Afrika'nın en büyük ticaret ortağı olarak kıtadaki yatırımlarını 110 milyar doların üzerine çıkardı.

Çin, diplomatik ilişkiler kurduğu Afrika ülkelerinin en az gelişmiş 33'ünden ithal ettiği ürünlerin yüzde 97'sine "sıfır gümrük vergisi" uyguluyor. Afrika ülkelerine sadece son üç senede 20 binden fazla hükümet bursu ve lisans seviyesinde bin 700'ü aşkın kontenjan sağladı. Şu an Afrika'da barış koruma güçlerinde yaklaşık 2 bin Çinli personel bulunuyor. Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri arasında Afrika'ya en fazla barış koruma personeli gönderen ülke.

Bütün bunlar, Çin'in Afrikalı kardeşleriyle sadece zorluklarla birlikte başa çıkma eğilimini değil, aynı zamanda birlikte zenginleşme niyetini de gösteriyor.

Şu anki karmaşık uluslararası koşullarda tek taraflılık eğilimi ve ticari hegemonya her geçen gün daha çok ortaya çıkıyor. Bu durumda Çin ile Afrika arasındaki işbirliğinin kalitesinin yükseltilmesi, verimliliğinin arttırılması ve daha sıkı bir kader ortaklığı oluşturulmasının gerektiği görülüyor. 3-4 Eylül günlerinde düzenlenecek Çin-Afrika İşbirliği Forumu Beijing Zirvesi'nin, Kuşak ve Yol inşası, Afrika Birliği 2063 Gündemi ve BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi'nin Afrika ülkelerinin kendi kalkınma stratejileriyle kenetlenmesini hızlandırması planlanıyor. Forumda ayrıca, Çin ile Afrika arasında daha sıkı bir kader ortaklığı oluşturulması ve Çin-Afrika geleneksel dostluğunun 2,4 milyar nüfusun ortak yararına dönüştürülmesi bekleniyor.

Geleneksel Çin kültüründe "zengin olduktan sonra diğerlerini unutmamak", kişiler arası ilişkilerin en önemli ilkelerinden biri olarak görülür. Gerek Çin'in Afrika'da Tanzanya-Zambiya Demiryolu, Addisababa-Cibuti Demiryolu, Mombasa–Nairobi Demiryolu inşasına katılması, gerekse Batı Afrikalı ülkelerin Ebola ile mücadele çalışmalarına tıbbi destek ve yardım malzemesi sağlaması veya Aden Körfezi'ne filo göndererek Somali açıklarında gemi koruma görevinde bulunması, Çin ile Afrika'nın tarihten beri kader ortağı olduğunun kanıtıdır. Ayrıca aynı hedefe doğru ilerleyen doğal bir ittifakın da göstergesidir.

Hiç şüphesiz, kısa süre sonra başlayacak 2018 Çin-Afrika İşbirliği Forumu Beijing Zirvesi, Çin-Afrika ilişkilerine kilometre taşı niteliğinde içerikler sunacak ve beklentilere uyan bir vizyon oluşturacak