Haber Analiz: Çin'in liderliğinde yeni bir Ekonomi düzeni kuruluyor

  2018-08-07 14:14:52  cri

Mehmet Ali Güller

5.8.2018

ABD'nin Çin ve AB'den ithal edilen ürünlere koyduğu yüksek gümrük vergileri ile başlattığı ticaret savaşının iki ayrı düzlemi var:

Birinci düzlemde ABD doğrudan esas rakibi olan "yeni küresel güç" Çin'i hedef alıyor. Çin'e 115 milyar dolarlık mal satan ama Çin'den neredeyse bunun dört katı olan 462 milyar dolarlık mal satın alan ABD, Çin mallarına gümrükleri artırıyor. ABD karşılıklı gümrük artışıyla ortaya çıkacak tablodan, daha az sattığı için, kendi zararının daha az olacağını hesaplıyor!

ABD ikinci düzlemde "müttefiki" AB'yi hedef alıyor ve ondan aldığı mallarda da gümrük oranını artırıyor. ABD aynı mantıkla, 246 milyar dolar mal sattığı ama 369 milyar dolarlık mal aldığı AB'ye uyguladığı gümrük artırımı ile kendisinden çok rakibinin zarar edeceğini hesaplıyor.

Fakat ABD'nin "müttefiki" AB'yi hedef alması da, son tahlilde esas rakibi olan Çin'i ve belli oranda da onun stratejik ortağı olan Rusya'yı hedef almasıyla ilgilidir. Şöyle ki:

ABD Başkanı Donald Trump açık açık AB'ye "Rus ve Azeri gazı almayın, kuracağımız 11 liman/tesise biz gemilerle sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) getiririz" diyor. Yani ABD, transatlantik müttefiki AB'yi Asya'dan koparmaya çalışıyor.

Üstelik hedefi sadece Rusya'dan değil, aslında ve daha çok Çin'den koparmak…

ABD'NİN HEDEFİ KUŞAK-YOL PROJESİ

Zira Çin'in Kuşak-Yol Projesi hem karadan hem denizden AB'ye uzanan bir proje ve tam kapasite hayata geçtiğinde, AB'nin, dünyanın yeni merkezi olan Asya-Pasifik'le bağını kuvvetlendirmiş olacak.

İşte ABD bu büyük tehlike ve yalnızlaşma riski nedeniyle AB'ye gümrük sopası sallıyor.

Çünkü ekonomisi inişe geçen ABD, esas rakibi Çin'e karşı tek başına direnemeyeceğini görüyor ve "daha geniş bir cephe" kurmaya çalışıyor. Bir yandan mevcut müttefiklerini yanında tutarak "daha geniş batı" inşa etmeyi hedefliyor, bir yandan da Çin'le "kıtasal ve bölgesel" sorunları olan Asya devletlerini yanına almaya çalışıyor.

Çin'i Japonya-Güney Kore hattından baskılayan ABD, hızla gelişmekte olan "kıtasal devlet" Hindistan'ı yanına çekerek ve geniş bir Hindistan-Güney Kore-Japonya'yayı inşa ederek Çin'i çevrelemeye çalışıyor. (ABD'nin Rusya'yla iyi ilişkileri olan Hindistan'ı Çin'in karşısında konumlandırabilmesi şu aşamada pek olası görülmüyor.)

Ve elbette ABD Çin'in İran ağırlıklı Ortadoğu enerjisinden yararlanmaması için bölgemizde hegemonya savaşı yürütüyor.

Toplamda ABD Çin'i büyüten enerji ve ticaret yollarını denetimde tutarak, stratejik rakibinin gırtlağını sıkmaya çalışıyor.

Fakat mesele şu ki, ABD'nin gücü planlarını istediği oranda hayata geçirtemiyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünya ekonomisinin neredeyse yarısını üreten ABD, şimdilerde yüzde 20'nin altına düşmüş durumda. Bu ekonomiyle de, hâlâ devasa büyüklükteki askeri gücüne rağmen, istediklerini kolayca yapamıyor.

Yani gümrük sopasıyla AB'yi Çin ve Rusya'dan kopartmaya çalışan ABD, tersine, bu hamlesiyle yalnızlaşıyor!

Gelelim meselenin esasına…

DOLAR ESASLI DÜZEN ÇÖKÜYOR

O esasın da birbirini bütünleyen iki yönü var:

Birincisi ABD, kendisinin inşa ettiği ve küreselleştirdiği liberal ekonomi ve serbest piyasa ekonomisine aykırı olarak, gümrük duvarları örüyor; çünkü ekonomisi inişte… Yani paradoksal şekilde ABD kendi sistemine aykırı ve onu vuran hamle yapmak zorunda kalıyor…

İkincisi ise yeni bir düzen kuruluyor. Şöyle ki:

Emperyalist tekellerin bu sıkışıklığı ancak bir savaşla aşmak isteyebilecekleri tehlikesi olmakla birlikte, Trump yönetiminin açtığı bu ticaret savaşının ABD'nin lehine sonuçlanmayacağı ortada. Çünkü mevcut tablo kabaca "Çin üretiyor, ABD tüketiyor" şeklinde özetlenebilecek durumda…

Ve bu tabloya bağlı olarak da, yeni bir süreç başladı: ABD'nin 2. Dünya Savaşı sonrasında inşa ettiği ve dolara, IMF'ye, Dünya Bankası'na dayanan Bretton-Woods sistemi, daha doğrusu ABD emperyalizminin dünyaya dayattığı ekonomik düzen artık yıkılıyor ve yerine yeni bir ekonomik düzen inşa olmaya başlıyor…

BRICS'in liderlik ettiği bu yeni ekonomik düzen, doları rezerv para olmaktan çıkarmayı hedefleyen ve IMF ile Dünya Bankası gibi kurumların karşısına Altyapı ve Yatırım Bankaları koyan bir yeni düzen…

Sömürmeyi değil, karşılıklı kalkınmayı ve ortak faydayı hedef alan bu yeni ekonomik düzeninin kurulmasını engellemek için, ABD ticaret savaşından daha fazlasını göze almak zorunda!

Sonuç olarak, "yeni bir dünya kuruluyor" ve stratejik akla sahip devletler o yeni dünyada yerlerini almaya başladılar bile…