Haber Analiz: Ticaret savaşıyla mücadele için: Kaliteli yaşam, kaliteli ekonomi!

  2018-07-12 21:30:59  cri

(CRI Haber Merkezi: Sheng Yuhong)

Ticaret alanındaki restleşmeler nedeniyle Beijing ve Washington'da hareketli günler yaşanıyor.

Beyaz Saray'ın Çin'e karşı ticaret savaşı başlatmasının ardından, ABD Federal Rezervi eski başkanı Alan Greespan ve Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Paul Krugman başta olmak üzere alanında yetkin isimler, Trump yönetiminin ticaret politikasını eleştiren açıklamalarda bulundu. Ortak kaygı, ticari restleşmenin sonunda faturayı sıradan ABD halkının ödemek zorunda kalacağı ve ABD ekonomisinin bu durumdan büyük zarar göreceği yönünde.

Fakat Beyaz Saray bu eleştirilere kulak asmıyor; Trump ve danışmanları, "taarruz" ve "tek vuruşla zafer" düsturuyla, Çin'den ithal edilen 200 milyar dolar tutarındaki mallara yüzde 10 ek gümrük vergisi getirme kararı aldı.

Senato harekete geçti: Önce izin alın!

Ticaret savaşının tırmanmasının ardından ABD Senatosu harekete geçti, bugün ezici çoğunlukla alınan kararla, Trump'ın ek vergi uygulamalarına gitmeden önce parlamentodan izin alması istendi. Amerikan medyasına bakılırsa, Senato'nun bu kararı, gümrük tarifelerinde ileri giden Trump'ı dizginleme amacı taşıyor.

Çin tarafıysa bir yandan ABD'nin irrasyonel girişimlerine karşılık verirken, diğer yandan verdiği taahhütler doğrultusunda kendi piyasasının dışa açılma boyutunu artırmaya devam ediyor.

Son olarak Çin Menkul Kıymetler Düzenleme Komisyonu, Shanghai A hisse pazarının yabancılara açılmasını ilerleteceğini duyurdu. ABD'nin ünlü elektrikli otomobil ve enerji şirketi Tesla, Shanghai'da yıllık üretim kapasitesi 500 bin araç olan dünyanın en büyük fabrikasını kuracağını duyurdu. Chicago Belediyesi ile Çin'in bazı şehirleri arasında sağlık, tedavi, imalat, inovasyon ve finans gibi alanlarda işbirliğinin güçlendirilmesi için ilk beş yıllık işbirliği anlaşması imzalandı. Bunlar sadece son birkaç gün içinde meydana gelen gelişmeler…

Çin'in ödevi belli: Kendi işini iyi yapmak

Görünen o ki ticaret savaşı ABD'de karmaşaya yol açtıkça, Çin planlanan tempoda ilerlemeye devam ediyor. Çünkü ABD'nin açtığı 'ekonomi tarihinin en büyük ticaret savaşıyla' mücadele edebilmenin en iyi yolu, kendi işini iyi yapmak!

"Kendi işini iyi yapmak", Çin'in 40 yıllık reform ve dışa açılma politikası süresince elde ettiği en önemli tecrübelerden biri. "Üzerine bastığın her bir taş parçasını hissederek nehri geçmek", "ekonomik reformdan kapsamlı reforma geçiş", "insanlığın ortak kader topluluğunu yaratmak", "kuşaklar ve yollarla kadim İpek Yolu'nu yeniden canlandırmak… Bunların hepsi, bu süreçte elde edilen tecrübelerin sonucu.

Şu aşamada Çin'in yapması gerekenler belli: Ekonomisini kaliteli şekilde geliştirmek, halkın her geçen gün artan daha iyi bir yaşam talebini karşılamak ve 'sorumlu büyük ülke' rolüyle insanlığın ortak kader topluluğu hedefine ilerlemek.

Geçen ekim ayında toplanan Çin Komünist Partisi 19. Ulusal Kongresi'nde, bu hedeflere nasıl ulaşılacağına dair stratejik bir plan çizilmişti. Dolayısıyla ABD'nin açtığı ticaret savaşının, Çin'i bu hedeflerden saptırması zor, Çin 'Yüksek dağın dumanı çok olur' diyerek, kendi üzerine düşenleri yapmaya devam edecektir.

Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşının daha da tırmanma ihtimali çok yüksek. Çin ve dünya ekonomisinin bu durumdan nasıl etkileneceğine dair dünyada endişeler var. Çin ekonomisinin kısa vadede olumsuz etkileneceği söylenebilir, ancak uzun vadede bu durumun Çin için faydalı olacağı bile söylenebilir.

Şöyle ki, Çin sanayinin bütün dallarının kurulduğu dünyanın tek ülkesidir. Ayrıca,1 milyar 400 milyonluk nüfus, kocaman bir tüketim pazarı oluşturuyor. Bu iki husus Çin'in hemen hemen bütün ürünleri üretebilmesi ve bu ürünleri kendi iç pazarında tüketebilmesi anlamına geliyor.

Kaliteli yaşam, kaliteli ekonomi

İkincisi, iç talebin Çin ekonomisini büyüten en büyük güç olmasıdır. Çin ekonomisinde kaydedilen artışın yüzde 91'i iç talebe bağlı. Halkın tüketimi iç talebe yüzde 60'lık katkı sağladı. Bilhassa Çin'de iç talep yenilenmeye devam ediyor. Örneğin yılın ilk 5 ayında Shanghai şehrinin ihracat ve ithalat hacmi yüzde 7 oranında arttı. Shanghai sakinleri daha sağlıklı bir mutfak peşinde koşuyor, spor ürünleri ve aksesuarlara ilgisi artıyor. Güzel bir içki, iyi bir kahve ve aktif spor gibi yeni alışkanlıklar edinen Çinlilerin kaliteli yaşam talepleri, ekonominin de kaliteli gelişmesine büyük güç katıyor.

Üçüncüsü, Çin'in inovasyona dayalı gelişmesi. Artık herkesin malumu olduğu üzere, ABD'nin ticaret savaşından asıl beklentisi, Çin'in ileri teknoloji kapasitesini vurarak, Çin'in gelişmesini engellemek. Ne var ki inovasyon odaklı gelişme, çoktandır Çin'in baştan ayağa benimsediği stratejik bir plan haline geldi; ABD'nin 'gümrük vergisi sopası'nın bu süreci durdurması artık çok zor.

Çin, inovasyon şirketi sayısı açısından dünyada ikinci sırada yer alıyor. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü tarafından açıklanan inovasyon endeksinde, Çin'in ilk kez dünyada 20. sıraya yükseldiği görülüyor.

Dördüncüsü, Çin'in dışa açılmayı güçlendirmesiyle 'dostluk çemberi'ne daha fazla kâr payı sağlaması. Trump yönetimi, dünyanın en önemli ticaret ortağına savaş açarak, yabancı sermayenin Çin'den ABD'ye kayacağını hesap ediyor. Sayın Başkan maalesef bu konuda büyük bir hayal kırıklığı yaşayacak.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping Nisan ayında dışa açılmada yeni dönem politikalarını açıkladı. Yabancı tıbbi ürünler için patent ve telif koruma süresi 20 yıldan 25 yıla uzatıldı. Kanserde ilaçların gümrük tarifesi sıfırlandı, otomotiv ve günlük yaşam eşyasında büyük boyutlu vergi indirimlerine gidildi. Bu uygulamalar aynı zamanda Çin halkının daha kaliteli yaşam talebini karşılamak amacı da taşıyor.

Çin ile ABD arasında ticaret savaşının tırmandığı üç aylık süreçte ABD sürekli olarak kendi kredisini tüketerek ticaret ortaklarına gümrük vergileri koyuyor, Çin ise planladığı gibi sağlam adımlarla dışa açılma tedbirlerini teker teker yerine getiriyor.

Çin'de faaliyet gösteren ABD Ticaret Odası kısa süre önce 2018 Çin'de Ticari Ortam Araştırma Raporunu açıkladı. Bu rapora göre, odanın üyelerinin yüzde 74'ü 2018 yılında Çin'de yatırımı artıracak, bu odanın tarihinde bir rekor anlamına geliyor.

Diğer yandan Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı David Lipton, Çin ekonomisinin kendini dengeleyeceğine ve sürdürülebilir kalkınma modeline dönüşeceğine olan inancını ifade etti.