Trump ve Kim tarihî görüşme için Singapur'da

  2018-06-11 11:35:45  cri

G7 Zirvesi'nden erken ayrılan ABD Başkanı Donald Trump Kuzey Kore (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti)-ABD liderler görüşmesine katılmak için dün akşam saatlerinde Singapur'a ulaştı.

Trump, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile 12 Haziran'da Sentosa adasındaki Capella otelinde bir araya gelecek.

Singapur Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yayınlanan basın bildirisinde, Singapur Başbakanı Lee Hsien Loong'un bugün Trump'la görüşme yapacağı belirtildi. Lee Hsien Loong dün başkanlık köşkünde Kim Jong-un ile de görüştü.

Trump sosyal medyada 10 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, 12 Haziran gününü işaret ederek Kim'le Singapur'da görüşme yapacağını açıklamıştı. Trump daha sonra söz konusu görüşmeyi iptal ettiğini duyursa da ardından 12 Haziran buluşmasının öngörüldüğü şekilde gerçekleştirileceği açıklandı.

Xinhua Analiz: Trump-Kim görüşmesinden anında bir çözüm çıkmaz

ABD Başkanı Donald Trump ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti lideri Kim Jong Un tarihi görüşmenin gerçekleşeceği Singapur'a dün ulaştı. Analistler, liderlerin kısa sürede hızlı bir çözüme odaklanmaktansa, ilişkileri hal yoluna koymaya çabalamaları gerektiğini savunuyor.

Daha pragmatik yaklaşımlar benimsenmeli

Trump ve Kim'in, Kore yarımadasının nükleer silahlardan arındırılmasından ekonomik işbirliğine kadar "her şeyi konuşması" bekleniyor. Trump, Kim'le yapacağı görüşmeyi "get to know", yani tanıma görüşmesi olarak niteliyor ve ekliyor: "İki taraf arasında uzun yıllardır süren haset ve nefretin ardından problemleri çözmek bir süreç işidir."

Trump ayrıca birden fazla görüşmeye ihtiyaç duydukları kanaatinde, bu nedenle ileri seviyeli görüşmeler için Kim'i ABD'ye davet etmeyi düşünüyor.

Analistler, iki tarafı bu görüşme öncesi motive eden iç siyasi gelişmelere ve ekonomik kalkınmaya dikkat çekiyor. Kuzey Kore ve ABD'nin yanı sıra, sürece müdahil olan tüm tarafların, Singapur buluşmasını mümkün kılmak için dikkat çekici çabalar harcadıkları belirtiliyor.

Brookings Institution'dan kıdemli uzman Darrel M. West, yaptığı açıklamada, Kuzey Kore, Güney Kore, ABD ve Çin'in bu zirve için müthiş bir zaman ve emek harcayarak, diyalog kapısını açık tuttuklarını söyledi. West "Eğer görüşmeler tıkanır ve hiçbir netice alınamazsa, bu herkes için zor bir durum olacaktır" dedi.

En elle tutulur anlaşma görüşmeyi açık tutmak

"Zirvenin amacı bir yol haritası belirlemek olmalı, yoksa nihai bir çözüm saptamak değil." Bu değerlendirme, Foreign Affairs dergisinde bir makalesi çıkan Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi (CFR) başkanı Richard Haass'a ait.

Richard Haass şunları belirtiyor:

"İdeal olan, Pyongyang ve Washington'un müzakereler için bir rota saptamalarıdır, kısıtlı ilk görüşmeyi, daha geniş ve daha hevesli aşamalar izleyebilir. Buna uygun olarak ABD-Kuzey Kore çalışma grupları oluşturulabilir, bir yandan büyük bir pazarlık yürütülürken, diğer yandan daha makul bir seyir şekillenebilir. Ya hep ya hiç yaklaşımındansa, ABD iki yaklaşım benimsemeli: Tavize taviz, kazanıma kazanım."

Brookings'ten Darrell West, nükleer silahtan arındırma ve ABD yardımının sıkıntılı konular olmasından dolayı, zirvenin en elle tutulur sonucunun, bir diğer görüşme için anlaşmaya varılabilmesi olacağını belirtiyor.

Bir diğer Amerikalı analist Dan Mahaffee de bu ilk görüşmenin ardından Kuzey Kore'nin nükleerden arındırılması konusunda olası bir yol haritası çıkmasını mümkün görmüyor: "Diyalogun sürdürülmesiyle, ileriye doğru bir yol olduğu görülüyor."

Washington merkezli Kore Ekonomik Enstitüsü (KEI) analisti Kyle Ferrier, iki tarafın paylaştığı ortak bir zemin olarak gelecek sürece dikkat çekiyor ve bunun, diplomasinin sürdürülmesine ivme kazandıracak muhtemel bir barış anlaşması olacağını ifade ediyor.

Bekleyen engeller

Analistlere göre Trump-Kim zirvesi, gerek görüşme esnasında gerekse sonrasında çok sayıda sınamayla karşı karşıya.

California Middlebury Enstitüsü'nden Meliss Hanham, nükleerden arındırma konusunda titiz bir teftişin eksikliğine dikkat çekerek, Kuzey Kore'deki geçmiş rejimlerin, iki ülke arasındaki güvensizlikler nedeniyle kötü muameleye maruz kaldığını kaydediyor.

Pyongyang, geniş ölçekli bir nükleerden arınmanın sadece Kuzey Kore'ye bağlı olmadığını, tüm yarımadanın nükleer silahlardan vazgeçmesi gerektiğine inanıyor. Pyognyang için bu, kendisine karşı nükleer tehdidin giderilebileceği anlamına geliyor.

Dış İlişkiler Konseyi dergisinde çıkan bir makalede yer alan şu ifadeler de dikkat çekiyor: "Bu bir paranoya değil, çünkü Kuzey Kore'ye nükleer saldırı ve bu ülkede rejimin 'devrilmesi' tehditlerine ek olarak, ABD halen bölgede bombardıman uçakları uçuruyor ve düzenli olarak savaş senaryoları üretiyor."

Makalede, Kuzey Kore'nin arzu ettiği bir netice alınmasının, uzun vadeli bir süreç gerektirdiği belirtiliyor.

Nükleer silahlardan arındırma işleminin tüm teknik zorluklarının yanı sıra, ilgili ülkelerin iç siyasetindeki baskı unsurları da süreçte rol oynuyor.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, 7 Haziran'da Beyaz Saray'da düzenlenen bir toplantıda, görüşmede "gözünü açık tutma" sözü veren Washington'un, Pyongyang'a yönelik yaptırımları, nükleer silahlardan tamamen arınma hedefi gerçekleşene kadar sürdüreceğini dile getirdi.

ABD Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Richard Haass, "Trump yönetimi, başarıyı Kuzey Kore'nin bütün olarak nükleerden arındırılması olarak tanımladığı müddetçe zirvenin başarıya ulaşma şansı olmadığını" söyledi.