Çin-ABD işbirliği, her iki ülke için yararlı olacak

  2018-05-20 16:09:33  cri

Çin ve ABD arasında iki gün süren olumlu, yapıcı ve zengin sonuçların elde edildiği görüşmeler sonucunda, ortak bir bildiri yayınlandı. İki tarafın bütün taleplerinin karşılanamamasına rağmen, pozitif, adil, makul, aşamalı ve yapıcı olan söz konusu "karne", iki ülke arasındaki ilişkilerin sağlıklı gelişiminin yönlendirilmesi, küresel ekonomi ve ticaretin istikrarı ile refahının hızlandırılması için büyük önem taşıyor.

Görüşmelere her iki taraftan da güçlü müzakere ekipleri gönderildi. Mayıs ayının başında iki taraf birbirine gayri resmi kanallardan kendi şartlarını bildirmişti. Büyük baskıya rağmen iki taraf için de en önemli görev; orta yol bulunarak, fikir birliğine varılmasıydı.

ABD Başkanı Donal Trump, 17 Mayıs'ta Xi Jinping'in özel elçisi, Çin Başbakan Yardımcısı Liu He ile görüşürken, ABD ile Çin arasındaki işbirliğinin "iki ülke halkına daha fazla somut kazanç" getirmesini umduğunu söylemişti.

Toplam altı maddeden oluşan Çin-ABD Ortak Bildirisi'nde, "iki taraf ABD'nin mal ticareti açığını azaltmak üzere etkili önlemler alınacağını kabul etti", "iki taraf arasında imalat ürünleri ve hizmet alanındaki ticaretin genişletilmesi görüşüldü ve bunun için uygun koşulların yaratılması hakkında fikir birliğine varıldı" gibi ifadeler kullanıldı.

Bu anlaşma, Çin'in ABD'den ithal edeceği tarımsal ürünler, petrol, temiz enerji ile yüksek bilim ve teknoloji ürünleri dahil mal ve hizmet alımını büyük ölçüde genişleteceği anlamına geliyor.

Açıklamanın içeriği; Çin'in her zaman ısrar ettiği "eşitlik ve karşılıklı yarar" ilkelerini yansıttığı gibi, ekonomik ve ticari işbirliğinin, ikili ilişkilerin en büyük itici gücü olmaya devam etmesini güvence altına alma yönündeki samimiyetlerini de gösteriyor.

Bugün, dünya çapında en büyük orta düzey gelir topluluğu Çin'de bulunuyor ve kişi başına düşen GDP'nin 2020 yılında, 10 bin doları aşması bekleniyor. Çinlilerin tüketim mallarına yönelik çok çeşitlilik talebi sürekli artıyor. Bu şekilde Çinli tüketicilerin ABD'de üretilen portakal, soya fasulyesi, şarap, dana eti gibi kaliteli tarım ürünlerine yönelik taleplerinin karşılanmasının yanı sıra ABD'li çiftçiler de kazançlı çıkıyor.

Tarım ürünlerinin Çin-ABD ticaret sürtüşmesinin kurbanı olması durumunda ise, Çin'deki dev tüketim piyasasında kaçınılmaz olarak boşluk ortaya çıkacak. Bu da ithalat ve üretim maliyetlerinin artmasına ve tüketicilerin daha çok para harcamasına neden olacak. Öte yandan ABD'li çiftçilerin geçimi de doğrudan olumsuz etkilenecek.

Çin ve ABD arasında, Çin'in ABD'den ithal edeceği tarım ürünlerinin arttırılması konusunda varılan mutabakatla, kuşkusuz her iki ülkenin halkının çıkarları da korunmuş oluyor. Çinli tüketiciler kaliteli ABD tarım ürünlerini daha çok satın alırken, Çin'in tarım ürünlerinde dışa açılma sürecinde yapılan arz yönlü yapısal reformlar da hızlandırılacak. Bununla beraber, ABD'li çiftçiler de istikrarlı bir ihracat piyasasına kavuşacak.

Enerji ise, yeşil Çin'in inşasına güç katacak. Çünkü dünyanın ikinci büyük ekonomisi olarak, Çin ekonomisinin hızlı gelişmesi ve yaklaşık 1,4 milyar olan ülke nüfusunun enerji tüketim talepleri, Çin'de enerji arz ve talep arasındaki çelişkinin günden güne öne çıkmasına neden oldu.

Doğal kaynakların sağladığı avantajlar ve "kaya gazı" devrimi sayesinde, ABD dünyada en büyük petrol ve doğal gaz üreticisi ülkelerinden biri haline geldi. Üstelik fiyat skalası da uluslararası rekabet gücüne sahip. Çin, ABD'den petrol ve doğal gaz ithalatını arttırmakla, hem çok yönlü enerji ithalat kanalları ve enerji yapısı oluşturabilir hem de halkın düşük karbonlu ve yeşil bir yaşama kavuşmasını güvence altına alabilir.

Çin ve ABD tarafından yayınlanan ortak açıklamada; tarafların istişarede fikri mülkiyet haklarının korunmasına büyük önem verdiği, işbirliğinin güçlendirilmesinde anlaştığı ve Çin'in "Fikri Mülkiyet Yasası" dahil ilgili yasalarda değişiklik yapılmasını kabul ettiği kaydedildi. Bu kararlar, her iki tarafın çıkarlarına ve piyasa kurallarına uygun ve de bir anlamda kaçınılmaz.

Ayrıca Çin'de bilim ve teknoloji gücünün artmasıyla birlikte, fikri mülkiyet haklarının korunmasına yönelik talebi gün geçtikçe daha da artıyor. İstatistiklere göre; 2017 yılında Çinli işletmelerin başvurduğu uluslararası patent sayısı 48 bin 882'yi buldu ve Çin bu konuda dünyada ikinci sıraya yükseldi.

Çin ve ABD arasında ayrıca, yüksek bilim ve teknoloji ürünleri alanında da işbirliği yapılması konusunda mutabakat sağlandı. Bu karar da, kuşkusuz ikili ticaret dengesinin yararına olacaktır. ABD, öteden beri Çin'in mal ticaretinde ticaret fazlasının çok fazla olmasından şikayet ediyor ancak ülke güvenliği gerekçesiyle, ileri teknoloji ürünlerinin Çin'e satılmasını da engelliyordu. Bu da, ikili ticarette dengesizliğe yol açan en önemli nedenlerden birini oluşturuyordu. Son müzakerede varılan mutabakat ile, ABD'nin Çin'e ileri teknoloji ürünleri ihracatındaki payının artması ve dolayısıyla da ikili ticaretin dengelenmesi sağlanacak.

Önümüzdeki 15 yılda, Çin'in 24 trilyon dolarlık ürün ithal etmeyi planladığı açıklandı. Böylece başta ABD olmak üzere, pek çok ülkeye de daha fazla fırsat sağlanabilecek.

Çin ve ABD arasında ticari alanda yaşanan sorunlar oldukça karışık. Bu nedenle, ortak bildiride uzlaşılan fikir birliğinin yerine getirilmesi, tarafların piyasa kurallarına göre aktif bir şekilde hareket etmesi gerekir. Belki bazı ürün veya hizmetler üzerinde defalarca görüşmeler yapılması da gerekebilir. Ancak neticede, bütün bu çabaların amacı, iki ülkenin vatandaşlarına daha fazla fayda sağlanması.