Uzmanlar: Çin ve ABD, ekonomik işbirliğinin yeni düzenini oluşturmalı

  2018-03-01 14:07:49  cri

ABD'nin kısa süre önce rasyonel olmayan ve aşırı bir şekilde ticari yardım önlemlerini kullanması, özellikle Çin'in ihraç ettiği mallara yönelik anti-damping ve anti-sübvansiyon soruşturmalarını üst üste uygulaması, dünyanın çeşitli çevrelerinin dikkatini çekti.

Çin'de birçok ünlü uzman, dün Beijing'de yaptığı konuşmada, Çin ve ABD arasında ticaret savaşının patlak verme olasılığının küçük olduğunu, ancak belli sektörlerdeki kısıtlı çatışmaların kaçınılmaz olacağını dile getirdi. Uzmanlar, iki tarafın işbirliğini arttırarak yeni ekonomik işbirliği düzenini oluşturması gerektiğini savundu.

Son zamanlarda, ABD'de ticari korumacılık tekrar baş gösterdi. Çeşitli raporlarda sıkça "Çin tehdidi" ifadesi kullanıldı. Çin'in ihraç ettiği çamaşır makinesi ve alüminyum varak gibi ürünlere yüksek oranda anti-damping ve anti-sübvansiyon vergisi uygulandı. Tüm bunlar, konuyla ilgili çeşitli tarafların ilgisini çekti.

Çinli uzmanlar, 28 Şubat'ta Çin Uluslararası Ekonomik İletişim Merkezi'nde düzenlenen ekonomiyle ilgili aylık toplantıda, ABD'nin söz konusu davranışlarını değerlendirdiler. Uzmanlar, Çin-ABD ticaret açığı, Çin'in büyümesine duyulan endişe ve ABD'deki ara seçim gibi unsurların yanı sıra, ABD'deki ekonomik milliyetçiliğin yeniden baş göstermesi ve toplumdaki kutuplaşmayı, ABD'nin rasyonel olmayan ve aşırı bir şekilde ticari yardım önlemlerini kullanmasının esas nedenleri olarak sıraladılar.

Toplantıya katılan Çinli uzmanlar, Çin ve ABD'nin fikir farklılıklarını bir kenara bırakarak ortak noktaları aramaları, geleceğin yararına ortak çalışmalar yürütmeleri ve gelişme sonuçlarını paylaşmaları gerektiğini belirtti.

Çin Renmin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkan Yardımcısı Jin Canrong, "Geçen yıl Çin'in iç piyasası büyüdü, perakende satışı hacmi 5 trilyon 800 milyar ABD Doları'nı buldu. Öte yandan, Çin'in, gelecekte yurt dışına, özellikle Kuşak ve Yol güzergahındaki ülkelere ve Latin Amerika ülkelerine yatırım yaparken, ABD'li ortak bulması, böylece uluslararası engellerin azaltılması, güvenlik riskinin de kontrol altına alınmasını tavsiye ediyorum." ifadesini kullandı.

Çin Uluslararası Ekonomik İletişim Merkezi'nden baş ekonomist Chen Wenling, Çin ve ABD'nin ikili yatırım anlaşmasıyla ilgili müzakereyi yeniden başlatmayı düşünmesi, hatta serbest ticaret anlaşmasının imzalanması için çaba göstermesi gerektiğini belirtti.

Çin ve ABD arasında kapsamlı ticaret savaşının ortaya çıkma olasılığının düşük olduğunu, ancak belli sektörlerdeki kısıtlı çatışmanın kaçınılmaz olacağına vurgu yapan Çinli uzmanlar, ABD'nin yanlış davranışını sürdürmesi halinde, Çin'in gereken önlemler alarak kendi meşru hak ve çıkarını koruyacağını kaydettiler.

Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nden ABD uzmanı Lu Xiang, yeni çağda Çin ve ABD'nin "ticaret-enerji-altyapı"dan oluşan yeni ekonomik işbirliği düzenini oluşturması gerektiğini vurguladı.

Lu Xiang, "ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin ziyaretinde imzalanan 253 milyar 500 milyon dolarlık anlaşmalardan çoğu niyet anlaşmasıdır. Bu anlaşmaların 200 milyar dolarlık kısmı, enerjiyle ilgili, sadece satın alma değil, altyapı tesisleri alanındaki işbirliğini de kapsıyor. Gelecekte Çin ve ABD, Oregon veya California'da Pasifik Okyanusu'na açılan enerji ihracat limanını inşa etmeyi de düşünebilir" diye konuştu.

Çin ve ABD'nin birbirini tamamlayıcı rolü rekabet rolünü aşıyor

Tarihe bakıldığında, Çin ve ABD arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana geçen 40'dan fazla yılda, ekonomik ve ticari temaslar ikili ilişkilerin istikrarlı gelişmesi için büyük rol oynadı. İki ülke, ekonomi ve ticaret alanında karşılıklı yarar ve ortak kazanca dayanmakta. Rakamlara göre, Çin-ABD ikili ticaret hacmi, ilk başlangıçtaki 2 milyar 500 milyon dolardan geçen seneki 580 milyar dolar seviyesine çıkarak, 2 yüz kat arttı. ABD'nin Çin'e ihraç oranları fasülyede yüzde 62, pamukta yüzde 14, Boeing uçakta yüzde 25, otomobilde yüzde 17 ve entegre devrede yüzde 15 seviyelerinde bulunuyor.

Uzmanlar, Çin ve ABD'nin ekonomik ve ticari işbirliğinde birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu, ilgilerin ekonomik ve ticari dengesizliğe odaklanmasının rasyonel olmadığı görüşündeler.