"Çin ekonomisi, yine dünya ekonomisinin itici gücü olacak"

  2017-03-03 11:27:14  cri

Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı (ÇHSDK) Ulusal Komitesi Yıllık Toplantısı Sözcüsü Wang Guoqing dün bir basın toplantısı düzenledi. Sözcü Wang, yeni yılda Çin ekonomisinin yine dünya ekonomisinin itici gücü olacağını belirtti.

Toplantıda yerli ve yabancı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sözcü, küresel ekonominin canlanmasının güçsüz olduğu bir zeminde, Çin'in gayrisafi yurtiçi hasılasının geçen sene 70 trilyon yuanı aşarak, bir önceki yıla göre yüzde 6,7 arttığını hatırlattı.

Wang, ikinci büyük ekonomi olarak Çin ekonomisinin, 2016'da dünya ekonomisine katkı oranının yüzde 33,2'ye ulaştığının altını çizdi.

Wang, Çin ekonomisinin istikrarlı büyümesinin dünya ekonomisine daha fazla piyasa talebi, yatırım, zengin ürün kaynağı ve değerli işbirliği fırsatları sağladığına işaret etti.

Çin ekonomisinin 2017 yılındaki büyüme eğilimine de değinen Wang Guoqing şunları söyledi:

"Çin ekonomisi genel bakımdan istikrarlı şekilde iyiye gidiyor. Bu yılın Ocak ayında ÇHSDK tarafından düzenlenen makro ekonomi konulu toplantıda, Çin ekonomisinin uzun vadede olumlu gelişmesinin temelinin ve ilerleme eğiliminin değişmeyeceği görüşü öne sürüldü. Arz yanlı yapısal reform temelinde yapılan çalışmalar istikrarlı bir şekilde ilerliyor. Yeni yılda, Çin ekonomisi yine dünya ekonomisini itecek en güçlü 'motor' olacak."

Sözcü, Güney Çin Denizi sorununa ilişkin olarak ise, Çin Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı sözcülerinin defalarca söylediği gibi, Güney Çin Denizi'ndeki adaların Çin topraklarının bir parçası olduğunu, Çin'in kendi topraklarında bazı tesisler inşa etmesinin ve savunma niteliğinde bazı tesisler konuşlandırmasının çok normal bir şey olduğunu, ayrıca bunun uluslararası kurallarla egemen bir ülkeye tanınan normal bir hak olduğunu dile getirdi. Bölge dışındaki bazı ülkelerin, Çin'in seyrüsefer serbestisini tehdit etmesi yönündeki iddiaların ise tamamen asılsız olduğunu belirtti.

"Aslında, dünyanın en önemli ticaret ülkesi ve Güney Çin Denizi'ne kıyısı olan ülkelerden en büyüğü olarak, Güney Çin Denizi'ndeki seyrüsefer serbestisine ve güvenliğe herhangi bir ülkeden daha fazla önem veriyoruz. Bölge dışındaki bazı ülkelerin Çin'in seyrüsefer serbestisini tehdit ettiği yönündeki iddialar tamamen asılsızdır. Çünkü, Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki adalarda egemenliği tekrar ele geçirdiği İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana geçen bunca yılda, Güney Çin Denizi'nde seyrüsefer serbestisine ilişkin hiç sorun yaşanmadı. Burada şunu yinelemek isterim ki; Çin, diğer ülkelerin uluslararası kurallar çerçevesinde Güney Çin Denizi'ndeki seyrüsefer serbestisini kesinlikle savunuyor. Çin, bunun için birçok ülkeyle işbirliği mekanizması oluşturdu. Çin'in, Güney Çin Denizi'nde inşa ettiği deniz feneri gibi sivil tesisler, gemilerin bölgedeki seyrüsefer güvenliği ile insani yardım eylemlerini güvence altına alma konularında olumlu rol oynuyor."

"Bir Kuşak-Bir Yol" projesine de değinen Wang Guoqing, tarihi öneme sahip ve küresel dava niteliği taşıyan projenin, Çin tarafından ileri sürülmesine rağmen, sonuçlarından bütün dünyanın faydalanabileceğine işaret etti.

Wang, şu ana kadar, projeye 100'den fazla ülke ve uluslararası örgütün katıldığını, 40'ı aşkın ülke ve uluslararası örgütün ise Çin'le işbirliği anlaşması imzaladığını, ayrıca "Bir Kuşak-Bir Yol" güzergahında yer alan 20 ülkede 56 ekonomik ve ticari işbirliği bölgesinin kurulduğunu kaydetti.

Bir Kuşak-Bir Yol'a yapılan toplam yatırımın 18 milyar doları aştığını dile getiren Wang, projenin, güzergahında bulunan ülkelere 1 milyardan fazla vergi geliri ve 160 bini aşkın istihdam fırsatı sağladığını söyledi.

Bu yılın Hong Kong'un Çin'e geri verilmesinin 20. yıldönümü olduğunu da hatırlatan Sözcü, aradan geçen süre boyunca, "Bir Ülke İki Sistem" politikasının Hong Kong'da kaydettiği başarıları herkesin gördüğüne vurgu yaptı.

Sözcü, devlet egemenliği, güvenliği ve gelişme çıkarları ile Hong Kong'un uzun vadeli refahı ve istikrarını savunmanın "Bir Ülke İki Sistem" politikasının temel amacı olduğunu belirtti.

Wang, 26 Mart'ta yapılması planlanan Hong Kong Özel İdare Amiri seçimi hakkında ise, Hong Kong halkının vatansever, sorumluluk sahibi ve yetenekli bir amir seçeceğine inandığını söyledi.