Çin'den gelen sekiz adet popüler Kungfu filmi, 8 Nisan - 15 Nisan günlerinde 31. İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde Türk izleyicilerle buluştu.

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı ve Çin Ulusal Radyo, Film ve Televizyon Genel Müdürlüğü'nün işbirliğiyle, Çin'de en çok beğenilen sekiz Kungfu filmi için İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde özel gösterimler düzenleniyor.

    İstanbul Uluslararası Film Festivali Direktörü Aziz Tan verdiği demeçte, Türkiye'de düzenlenen "Çin Kültür Yılı" vesilesiyle İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde Çin filmlerinin izlenmesini arzuladıklarını belirtti. Tan, Çin'in İstanbul Başkonsolosluğu aracılığıyla Çin Ulusal Radyo, Film ve Televizyon Genel Müdürlüğü'yle işbirliği yaparak, bir yıllık çabaların sonucunda son festivale, başta "Kahraman", "Parlayan Hançerler", "Beyaz Saçlı Gelin" (The Bride With White Hair) ve "Kaplan ve Ejderha" (Crouching Tiger, Hidden Dragon) dahil olmak üzere sekiz Kungfu filmi getirdiklerini söyledi. Aziz Tan, Türk halkının Çin'in Kungfu kültürünü yakından tanıması için adı geçen sekiz filmin festival sürecinde Atlas ve Beyoğlu Sinemaları gibi altı sinemada gösterileceğini ifade etti.

    Türkiye'nin en önemli film festivallerinden biri olan İstanbul Uluslararası Film Festivali, uluslararası arenada da son yıllarda giderek ün kazanıyor. Çin Sinemacılar Derneği Başkanı ve Sekiz Bir Film Stüdyosu Başkanı Ming Zhenjiang verdiği demeçte, İstanbul Uluslararası Film Festivali kanalıyla, Türk izleyicilerin Çin kültürünü ve sinemasını daha yakından tanımalarını arzuladıklarını ifade etti.

    Öte yandan, Çin Kungfu Filmleri Forumu, 9 Nisan günü Akbank Sanat Merkezi'nde düzenlendi. İki ülkeden sanatçılar ve sinemaseverler, forum vesilesiyle bir araya gelerek, Kungfu filmleriyle ilgili sohbet etem fırsatı buldu. Forumda, Çin Ulusal Radyo, Film ve Televizyon Genel Müdürlüğü uzmanlarından Wang Qun'e Türk izleyicilerin Kungfu filmlerini neden beğendiği soruldu. Wang, bu soruyu "Çin Kungfu filmleri, yalnız dövüş sanatlarına odaklanmıyor; aynı zamanda romantik öğeler de taşıyor. Her Kungfucunun macerasında mutlaka genç ve güzel bir kız da vardır. Kungfucular, kötü güçleri yendikten sonra, sevdikleri kızla evlenip mutlu ve güzel bir yaşama başlar. İşte bu tür 'romantik' öğeler, izleyicilerin beğenisini kazanıyor. Ayrıca, dövüş sanatlarının barındırdığı af, merhamet ve öldürme yasağı, İslam ahlakıyla da büyük bir benzerlik taşıyor ve bunun için Türk izleyicilerin ilgisini çekebiliyor" şeklinde yanıtladı.