Ama sahiden hazır mısınız?
2007 yılında, beyaz gömlek giymiş Çinli bir kadın resmi, gülümsemesi ile bütün dünyayı peşinden sürükledi. Kadının resminin yanındaki şu yazı da bu sürükleme halinin bilinçli ve isteyerek gerçekleştiğini gösteriyordu: FOLLOW ME yani BENİ TAKİP ET!
MORI Sanat Müzesi (MORI Art Museum), David Elliot'un küratörlüğünde açtığı sergi, Çin'in çağdaş sanat gündemini belirleyen 19 sanatçının sıra dışı işlerini buluşturdu.
Sergi açıldığında Çin Pekin 2008 Olimpiyatları için hummalı bir çalışma içinde, ilk defa dünya çapında görücüye çıkmaya hazırlanıyordu. Olimpiyatlar yalnızca bir spor aktivitesi olmakla kalmamış, ülkenin sanat yaşamında da derin bir etki uyandıran, sanatçılara ilham veren bir süreç halini almıştı. Çin, onu takip etmemizi istedi, biz de ettik.
Bu hazırlıklar şüphesiz birkaç yıl sonra gelip, Avrupa ve Amerika kıtasını sarsacak ekonomik kriz sırasında Çin'i muhafaza edip, bu kansız ama çok kayıplı savaştan bir süper güç olarak çıkaracaktı. Ve çıkardı da.
Canımız, ciğerimiz Çin, bugünkü konumuna hazırlanırken bu motto ile bizi de kendine teslim olmaya davet etti: BENİ TAKİP ET.
Çin istedi, biz de yaptık.
Küratör David Elliot'un meselesi, Çin sanatını tabiri caizse bodoslama bir şekilde önde gelen sanat kurumlarında liste başı yapmak, Çin'i bir büyüteçle daha yakından görebilmeyi sağlamaktı. Bir küratörün yalnızca sergiyi muazzam bir şekilde kuran kişi değil, aynı zamanda dünyanın eğilimlerini takip eden, öngörülerini kullanarak "belirleyici" konumdaki bir bilge olduğunu gösteren yine David Elliot ve "Follow Me" sergisiydi.
Gelecek Çin'indi ve Çin'deydi.
Ve Elliot bunu çok iyi biliyordu.
Gelelim bugüne.
Devlet Bahçeli'nin de dediği gibi, 2011 yılının bitmesine pek az bir süre kalmışken, duymayanlar, okumayanlar için hatırlatayım.
2012 Türkiye'de Çin Kültür Yılı olarak kabul edildi.
Ankara CER Modern'de, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın iştiraki ile ilk sergi bir süre önce açıldı bile.
Yıl boyunca, sokaklarda, köşe başlarında, hemen her müzenin bir seksiyonunda Çin'den izler göreceksiniz.
20. yüzyılda Amerika bütün gezegeni avucunda tuttu ve Coca-Cola'sından, Nike ayakkabısına kültürünün iliklerimize kadar işlemesini sağladı.
Sıra Çin'de.
21. yüzyıl Çin'in zamanı olacak.
Ve bazı fütürologlara göre 21. ikinci yarısından itibaren Türkiye de gezegenin etkili ülkelerinden biri olacak.
Bu ne tatlı bir buluşmadır düşünmekten kendimi alamıyorum.
Üstelik 2012 yılının Türkiye'de Çin Kültür Yılı olduğu yetmezmiş gibi 2013 yılı da Çin'de Türkiye Kültür Yılı ilan edildi.
Sahi, hazır mısınız?
Not: MORI Sanat Müzesi, kültürlerin birbirlerini tanımada en etkili yolunun, başka ülkelerin sanatını yakından izlemek olduğuna inanan ve bunu ilke edinmiş bir müze. Sadece Japonya'nın değil, dünyanın da en saygın sanat kurumlarından bir tanesi. Şu anda müzedeki sergilerden birinin ismini vereyim, siz onların kimi en çok tanımayı istediğini anlayın: "Arap Dünyasında Çağdaş Sanat".